Borç Senedi Borçluya Geri Verilmiş İse Borç Sona Ermiş Sayılır

06-11-2021

YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ

Esas: 2018/2517

Karar: 2018/4464

Tarih: 14.11.2018

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki asıl ve birleşen dosya davacısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

- K A R A R -

Dava ve birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karar, davacı-birleşen dosyada davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-birleşen dosyada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

Davacı-birleşen dosyada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;

Davacı-birleşen dosyada davacı iş sahibi vekili, taraflar arasında düzenlenen 27.09.2011, 02.11.2011, 25.01.2012 ve 02.04.2012 tarihli dört ayrı sözleşme ile fabrika binasının kaba ve ince işlerinin yapılmasının kararlaştırıldığını, kararlaştırılan işler birbiri ile bağlantılı olduğundan bazı işler yapılmadan ödeme yapılıp faturasının teslim alındığını ve kayıtlara işlenerek itiraz edilmediğini, işin bitiminde kontroller yapılıp hesap çıkarılmadan davalının iş yerini terk ettiğini, iş bitirilmediğinden yapı denetim firmasına 6.569,23 TL ceza ödendiğini, ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/15 D. iş sayılı dosyası ile tespit edilen eksik ve hatalı imalatlar bedelinin 54.300,00 TL olduğunu ileri sürerek toplam 60.869,23 TL’nin 24.09.2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini, birleşen davada ise iş bedelinin çek, nakit ve banka havalesi ile ödendiğini, 02.11.2011 tarihinde toplam 210.000,00 TL bedelli 6 adet çekin davalıya teslim edildiğini, bu çeklerden 105.000,00 TL’lik kısmını davalının çeşitli tarihlerde nakit olarak tahsil ederek çekleri müvekkiline iade ettiğini, ancak ödemelerin davalı defterlerine işlenmediğini, müvekkilinin fazla ödemeden kaynaklanan 103.200,00 TL alacaklı olduğunu ileri sürerek, cari hesap alacağının 24.09.2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, davalı-birleşen dosyada davalı vekili, işin zamanında ve eksiksiz şekilde teslim edildiğini, taraflar arasında aslında beş adet sözleşme düzenlendiğini, ancak 02.11.2011 tarihli sözleşme kapsamında yapılacak işler

09.2011 tarihli sözleşme kapsamında yapılacak işler ile birleştiğinden 08.09.2011 tarihli ve 109.600,00 TL bedelli sözleşmenin iptâl edildiğini ve 3 adet çekin de bedelsiz olarak davacıya iade edildiğini, elden ödeme yapılmadığını savunarak davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece mahallinde keşif yapılmış, bilirkişilerden rapor ve ek raporlar alınmış, eksik ve ayıplı imalâtlardan davalı yüklenicinin sorumlu olduğu, davacı iş sahibinin üç adet çek bedelini kasadan nakit olarak davalıya ödediği iddiasını yazılı bir belge ile ispat edemediği, davalının iptal edilen sözleşme nedeniyle çeklerin iade edildiği iddiasının doğru olduğunun kabul edilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulüne, 45.695,00 TL’nin 24.09.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davanın reddine dair verilen karar, davacı-birleşen dosyada davacı iş sahibi vekilince temyiz edilmiştir.

Birleşen dava ile ilgili fazla ödeme iddiası davalı yüklenici tarafından teslim alınıp davacı iş sahibine iade edilen 04.01.2012 keşide tarihli ve 3156202 nolu, 07.03.2012 keşide tarihli ve 3156204 nolu ve 08.05.2012 keşide tarihli ve 3156206 nolu üç adet çekten kaynaklanmakta olup, davacı çeklerin bedelinin nakden ödenerek geri alındığını iddia etmiş, dosya kapsamında söz konusu çeklerin bankaya davacı tarafça ibraz edilerek iptâlinin sağlandığı anlaşılmıştır. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 88. maddesinin son cümlesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 104. maddesinin son fıkrasına göre borç senedi borçluya geri verilmiş ise borç sona ermiş sayılır. Çek ya da bono aslının borçluya iade edilmiş olması halinde karine çek ya da bono bedelinin ödenerek iade edildiği yönünde olup, bunun aksini yani dava konusu somut olayda üç adet çekin iptâl edilen 08.09.2011 tarihli sözleşme ilişkisi nedeniyle verilip sözleşmenin iptâl edilmesi sonucu karşılığı alınmaksızın iade edildiği savunmasını kanıtlamak davalı yükleniciye aittir. Davalı yüklenici tarafından sözü edilen karinenin aksi yasal delillerle kanıtlanamadığından mahkemece birleşen davanın taleple bağlı kalınarak kabulüne karar verilmesi yerine reddi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması uygun bulunmuştur.

SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle asıl ve birleşen dosya davacısının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün temyiz eden asıl ve birleşen dosya davacısı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dosya davacısına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 14.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Öne Çıkanlar