Danıştay 10. Dairesi 2016/3794 E. 2021/1049 K.

10-10-2021

Özeti: Suriye vatandaşı olan davacı tarafından, Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun ilgili maddesi uyarınca evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma talebiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işleme karşı yapılan başvurunun reddine dair İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün işleminin iptali istenilmektedir. Emniyet Genel Müdürlüğü'nce Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilen yazıyla, davacı hakkında yapılan arşiv araştırması sonucunda, anılan Protokolün ilgili maddesi gereğince vatandaşlığımıza alınmasının sakıncalı görüldüğünün bildirildiği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince davacı hakkında yapılan arşiv araştırması sonucunda, Sakıncalı Deyiminin Kapsamına İlişkin Protokolün ilgili maddesi gereğince vatandaşlığımıza alınmasının sakıncalı görüldüğünün bildirilmesi ve vatandaşlığa alınmanın, ülkenin egemenlik haklarına ilişkin olması nedeniyle idarenin bu konuda takdir yetkisine sahip olduğu dikkate alındığında, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun ilgili maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygundur. İleri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiş olup temyiz isteminin reddi gerekmektedir.

"İçtihat Metni"

İSTEMİN KONUSU: ... İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Suriye vatandaşı olan davacı tarafından, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma talebiyle yaptığı 18/06/2010 tarihli başvurusunun reddine ilişkin işleme karşı yapılan başvurunun reddine dair İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 20/12/2013 tarih ve E:2012/9420, K:2013/9259 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle verilen ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Suriye uyruklu olup, 30/05/1984 tarihinde Türk vatandaşı … ile evlenen davacının, 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesi uyarınca evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanması amacıyla 18/06/2010 tarihli dilekçeyle İstanbul Valiliği'ne başvurduğu, bu başvurusu üzerine İstanbul Valiliği Vatandaşlık Başvuru İnceleme Komisyonu'nun 12/04/2011 tarihli kararıyla davacının 1984 yılından beri Türk vatandaşı ile evli olduğu, müşterek çocuklarının bulunmadığı, aynı çatı altında evliliklerini fiilen devam ettirdikleri, birbirlerini ve ailelerini iyi derecede tanıdıkları, kendi aralarında Türkçe dilini konuştukları, evliliklerinde iyi niyetli oldukları, 24/03/2011 tarih ve 51243 sayılı İstanbul Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü yazısında belirtilen suçlarının milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil etmediği takdirde 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesindeki şartları taşıdığı kanaatine varılarak konuya ilişkin evrakların davalı idareye gönderilmesi üzerine, milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama şartını taşımadığından bahisle davacının başvurusunun reddedildiği, Emniyet Genel Müdürlüğü'nce Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilen 12/06/2003 tarih ve 19843-107928 sayılı yazıyla, davacı hakkında yapılan arşiv araştırması sonucunda, anılan Protokolün 1. maddesi gereğince vatandaşlığımıza alınmasının sakıncalı görüldüğünün bildirildiği anlaşılmakla, davacı hakkında yapılan arşiv araştırması sonucunda, Sakıncalı Deyiminin Kapsamına İlişkin Protokolün 1. maddesi gereğince vatandaşlığımıza alınmasının sakıncalı görüldüğünün bildirilmesi ve vatandaşlığa alınmanın, ülkenin egemenlik haklarına ilişkin olması nedeniyle idarenin bu konuda takdir yetkisine sahip olduğu dikkate alındığında, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, idarenin takdir yetkisini kullanırken kurallara riayet etmesi gerektiği ve keyfi hareket etmesinin mümkün olmadığı, Danıştay bozma kararında davalı idarenin 12/06/2003 tarihli yazısında belirtilen menfi görüşün araştırılarak buna göre hüküm kurulması gerektiği yönündeki bozma gerekçesine uyulmadığı, Mahkemece hiç bir araştırma yapılmadan davanın reddine karar verildiği, tesis edilen işlemin mevzuata aykırı bulunduğu, bu nedenle Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, haksız ve hukuki dayanağı bulunmayan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ: …

DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin reddine,

2. Davanın reddi yolundaki ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,

3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Öne Çıkanlar