Danıştay 5. Daire 2016/29950 E. 2020/5028 K.

21-11-2021

Özeti: Polis memuru olan davacının, Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliğinde muhasebe yetkili mutemedi olarak görev yaptığı dönemde zimmet suçunu işlediğinden bahisle, meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin kararın iptali istenilmiştir. Davacının zimmet suçundan yargılandığı davada verilen mahkumiyet hükmünün, bu hükmün açıklamasının geri bırakılması nedeniyle koşullu da olsa hukuki bir sonuç doğurmadığı ve davacının bu suçtan almış olduğu bir ceza bulunmadığı sonucuna varılarak dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı belirtilmiş ise de, söz konusu davada verilen Ağır Ceza Mahkemesi kararının, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin bir karar olduğu ve Devlet Memurları Kanunu’nda yer alan memurun ceza kanununa göre mahkûm olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz hükmüne yer verildiği dikkate alındığında, ceza yargılaması neticesinde davacının mahkumiyetine ilişkin verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının, disiplin soruşturması ve kovuşturması bakımından bağlayıcılığı bulunmadığı sonucuna varıldığından, davacının zimmet suçundan yargılandığı ceza davasında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik Ceza Mahkemesi kararının Disiplin Hukuku yönünden zimmet suçunun işlenmediğine dayanak olarak alınmasına hukuken olanak bulunmamaktadır. Bu itibarla, söz konusu karar dayanak alınarak dava konusu işlemin iptali yönünde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

İSTEMİN KONUSU : .... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Polis memuru olan davacının, Kars İli, Sarıkamış İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliğinde muhasebe yetkili mutemedi olarak görev yaptığı dönemde zimmet suçunu işlediğinden bahisle, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/6. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin (… tarihli ve … karar sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu kararı ile onaylanan) … tarih ve … karar sayılı Kars Valiliği İl Disiplin Kurulu kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; her ne kadar davacının zimmet suçu sabit ise de, kamu zararının davacı tarafından ödenmiş olduğu, bu durumun Ağır Ceza Mahkemesi kararında davacının etkin pişmanlık göstermesi olarak değerlendirilerek cezasında yarı oranda indirim uygulandığı, bununla birlikte Ağır Ceza Mahkemesince davacı hakkında 1 yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı ceza tayin edildiği ancak hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, dolayısıyla davacı hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün koşullu da olsa hukuki bir sonuç doğurmadığı, diğer bir ifadeyle şu aşamada hakkında kesinleşmiş bir hüküm bulunduğundan ve de kamu davasının sonuçlandığından bahsedilemeyeceği, denetim sürecinde sanık sıfatı devam etmekle birlikte kasten yeni bir suç işlememesi halinde geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak davanın düşmesine karar verileceği dikkate alındığında, davacının anılan suçtan almış olduğu bir ceza bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka ve hakkaniyete uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :

… Müdürlüğü tarafından; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olmasının davacının suç işlemediği anlamına gelmediği, dava konusu işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

… Valiliği tarafından; Kars İl Polis Disiplin Kurulu kararının öneri niteliğinde olduğu, …Valiliği'nin hasım mevkiinden çıkartılması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden, davalılardan … Müdürlüğü'nün yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Polis memuru olan davacı hakkında, Kars İli, Sarıkamış İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliğinde muhasebe yetkili mutemedi olarak görev yaptığı dönemde 02/01/2014 tarihinden itibaren motorlu araç tescil ve trafik belgeleriyle sürücü belgeleri için vatandaşlardan makbuz karşılığı alınan harç paralarının bir kısmını Mal Müdürlüğüne yatırmadığından bahisle tutanak düzenlenmesi üzerine ceza kovuşturması ve disiplin soruşturması açılmıştır.

Davacının anılan fiiline ilişkin olarak yapılan ceza kovuşturması sonucunda, …Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, "zimmet" suçundan 1 yıl, 8 ay, 25 gün hapis cezasına mahkum edilmiş ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.

Aynı eylemden dolayı yapılan disiplin soruşturması sonucu hazırlanan … tarih ve … sayılı soruşturma raporunda; davacının zimmet suçunu işlediği sonucuna varılarak Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/6 maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile tecziyesi yönünde teklifte bulunulmuştur.

Anılan teklifi değerlendiren Kars Valiliği İl Disiplin Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararı ile, davacının "zimmet" suçunu işlediği gerekçesiyle meslekten çıkarma cezası ile tecziye edilmesine ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu'nun Ek-7. maddesi gereğince Disiplin Kurulunca verilen meslekten çıkarma cezaları Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu kararı ve Bakanlık onayı ile kesinleşeceğinden dosyanın anılan Kurula havale edilmesine karar verilmiştir.

Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu'nun … tarihli ve … sayılı kararı ile de, İl Disiplin Kurulunca verilen meslekten çıkarma cezasının yerinde olduğu ve davacının zimmet suçunu işlediği belirtilerek Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/6. maddesi gereğince meslekten çıkarma cezası ile tecziyesine karar verilmiştir.

Bunun üzerine söz konusu meslekten çıkarma cezasının iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/6 maddesinde, zimmet suçu, meslekten çıkarma cezasını gerektiren eylem, işlem, tutum ve davranışlar arasında sayılmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun “Cezai kovuşturma ile disiplin kovuşturmasının bir arada yürütülmesi” başlıklı 131. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında, “Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması, disiplin kovuşturmasını geciktiremez. Memurun ceza kanununa göre mahküm olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz.” hükümlerine yer verilmiştir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması" başlıklı 231. maddesinin 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanun ile eklenen ve 23/01/2008 tarihli ve 5728 sayılı Kanun ile değişik 5. fıkrasında, "Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. ...Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder." hükmü; anılan maddenin 8. fıkrasında ise, "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tabi tutulur..." hükmü; 10. fıkrasında, "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir." hükmü; 13. fıkrasında ise, "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir." hükmü yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İdare Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere, davacının zimmet suçunu işlediği, disiplin soruşturması kapsamında ortaya konulan delillerle sabittir.

Öte yandan, kamu görevlilerince işlenen fiillerin, disiplin suçunun yanında ceza hukuku bakımından da suç teşkil etmesi durumunda, ceza yargılaması ile disiplin soruşturması birbirinden bağımsız yürütülecek ve kamu görevlisinin "üzerine atılı fiili işlemediğine" dair hükümler dışında, ceza mahkemesi kararlarının disiplin yargılaması bakımından doğrudan bağlayıcılığı söz konusu olmayacaktır.

Ayrıca yukarıda yer verilen 5271 sayılı Kanun hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibarıyla karma bir özelliğe sahip bulunan "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" müessesesi, esas itibarıyla bünyesinde iki karar barındıran bir kurumdur: İlk karar, teknik anlamda hüküm sayılan, ancak açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle hukuken varlık kazanamayan, bu nedenle hüküm ifade etmeyen, koşullara uyulması halinde düşme hükmüne dönüşecek, koşullara uyulmaması halinde ise varlık kazanacak olan mahkûmiyet hükmü; ikinci karar ise, bu ön hükmün üzerine inşa edilen ve önceki hükmün varlık kazanmasını engelleyen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıdır. Bu ikinci kararın en temel ve belirgin özelliği, varlığı devam ettiği sürece, ön hükmün hukuken sonuç doğurma özelliği kazanamamasıdır.

Bu bağlamda her ne kadar İdare Mahkemesi kararında; davacının zimmet suçundan yargılandığı davada verilen mahkumiyet hükmünün, bu hükmün açıklamasının geri bırakılması nedeniyle koşullu da olsa hukuki bir sonuç doğurmadığı ve davacının bu suçtan almış olduğu bir ceza bulunmadığı sonucuna varılarak dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı belirtilmiş ise de, söz konusu davada verilen Ağır Ceza Mahkemesi kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5 maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin bir karar olduğu ve 657 sayılı Kanunun 131. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Memurun ceza kanununa göre mahküm olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz." hükmüne yer verildiği dikkate alındığında, ceza yargılaması neticesinde davacının mahkumiyetine ilişkin verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının, disiplin soruşturması ve kovuşturması bakımından bağlayıcılığı bulunmadığı sonucuna varıldığından, davacının zimmet suçundan yargılandığı ceza davasında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik Ceza Mahkemesi kararının Disiplin Hukuku yönünden zimmet suçunun işlenmediğine dayanak olarak alınmasına hukuken olanak bulunmamaktadır.

Bu itibarla, söz konusu karar dayanak alınarak dava konusu işlemin iptali yönünde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davalıların temyiz isteminin kabulüne;

2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,

4. 2577 sayılı Kanun'un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 11/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Öne Çıkanlar