Danıştay 8. Dairesi 2019/5762 E. 2021/716 K.

10-10-2021

Özeti: Hazine adına kayıtlı taşınmazın bir kısmının, Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun uyarınca satın alınmasına yönelik talebin reddine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istenilmektedir. İdare Mahkemesinin kararında; uyuşmazlıkta, ilgili Kanunda uyuşmazlığın çözümüne ilişkin bir düzenleme bulunmamakta ise de, atıf yaptığı Devlet İhale Kanunu'nda ihale işlemlerini hazırlamak, yürütmek, sonuçlandırmak ve denetlemekle görevli olanların eşlerinin ihaleye katılamayacaklar arasında sayıldığı görülmüş olup, davacının eşinin ilgili taşınmazın dosyasının hazırlanmasında görev aldığı göz önüne alındığında, davacının satın alma talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Mersin ili, Silifke ilçesi, … mahallesinde bulunan Hazine adına kayıtlı … parsel No.lu ve 3.587,49 m² yüzölçümlü taşınmazın 3.228,74 m²'lik kısmının, 6292 sayılı Kanun'un 6. maddesi uyarınca satın alınmasına yönelik talebin reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; uyuşmazlıkta, 6292 sayılı Kanun'da uyuşmazlığın çözümüne ilişkin bir düzenleme bulunmamakta ise de, atıf yaptığı 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nda ihale işlemlerini hazırlamak, yürütmek, sonuçlandırmak ve denetlemekle görevli olanların eşlerinin ihaleye katılamayacaklar arasında sayıldığı görülmüş olup, davacının eşinin ilgili taşınmazın dosyasının hazırlanmasında görev aldığı gözönüne alındığında, davacının 6292 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca satın alma talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, eşi tarafından yapıldığı iddia edilen satış dosyası işlemlerine dair herhangi bir bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı, eşinin davalı idare bünyesinde dava konusu işlemleri yaptığına ilişkin bilgilere Mahkemece nasıl ulaşıldığının anlaşılamadığı, eksik inceleme yapıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Davalı idarece, dava konusu taşınmazın dosyasında yapılan incelemede, 2012 yılında yapılan değerleme ve dosya ile ilgili kurum yazışmalarının, ayrıca birtakım hazırlık işlemlerinin davacının eşi tarafından yapılarak satış dosyasının oluşturulduğunun tespit edildiği belirtilmiş, İdare Mahkemesince de söz konusu tespitler dikkate alınmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu reddedilmiş ise de, davacının eşinin taşınmazın satış dosyasında bulunan hangi işlemlere katıldığının tam olarak belli olmadığı gibi, bu hususa dair belgelerin de dosyada bulunmadığı; bu nedenle, davacının eşinin katıldığı işlemlerin dava konusu taşınmazın satılmasına olan etkisinin belirsiz ve yargısal denetime elverişsiz olduğu sonucuna varılmakla, eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararın bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle,

1. Temyiz isteminin reddine,

2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,

3. Kesin olarak, 09/02/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :

(X)- Dava, davacı tarafından Mersin ili, Silifke ilçesi, … mahallesinde bulunan Hazine adına kayıtlı … parsel No.lu ve 3.587,49 m² yüzölçümlü taşınmazın 3.228,74 m²'lik kısmının 6292 sayılı Kanun uyarınca satın alma talebinin reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

6292 sayılı Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinde rayiç bedel, bu Kanun hükümlerine göre satılacak taşınmazların 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu veya 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun hükümlerine göre tespit ve takdir edilen bedel olarak tanımlanmıştır.

Aynı Kanunun 6. maddesinin 4. fıkrasında,"Hak sahiplerine doğrudan satılacak olan taşınmazların satış bedeli; dört yüz metrekareye kadar olan kısmı için rayiç bedelin yüzde ellisi, fazlası için rayiç bedelin yüzde yetmişi üzerinden hesaplanır. Birden fazla taşınmazda hak sahibi olunması hâlinde yüzde elli satış bedeli hesaplaması, hak sahibinin tercih edeceği sadece bir taşınmaz için uygulanır. Bir taşınmazdaki hak sahipliğinin devredilmesi hâlinde yüzde elli satış bedeli hesaplaması, taşınmazın sadece dört yüz metre karesi için ve hak sahiplerinin hisselerine oranlanarak uygulanır. (Ek cümle: 6/3/2013-6444/1) Ancak, tamamen ve münhasıran bilfiil tarımsal amaçlı olarak kullanılan ve üzerinde tarımsal amaçlı yapılar (mandıra, sera, ağıl, kümes vb.) ile sürekli ikamet amacıyla kullanılan konut hariç yapı bulunmayan yerler için satış bedeli, rayiç bedelin yüzde ellisi üzerinden hesaplanır, bu şekilde satılan taşınmazların sonradan farklı amaçla kullanılması hâlinde, taşınmazın satış tarihi itibarıyla rayiç bedelinin yüzde yetmişi üzerinden hesaplanacak bedel esas alınarak aradaki fark kanuni faiziyle birlikte ecrimisilin tarh, tahakkuk ve tahsiline ilişkin hükümler uyarınca kayıt malikinden tahsil edilir." hükmü yer almaktadır.

Dosyanın incelenmesinden; Mersin ili, Silifke ilçesi, … mahallesinde bulunan Hazine adına kayıtlı …parsel No.lu ve 3.587,49 m² yüzölçümlü taşınmazın sahibi dava dışı …'in 10 mirasçısının 9'unun hisselerinin zilyetliğinin Silifke 2. Noterliği tarafından düzenlenen … tarih ve …yevmiye No.lu muvafakatname ile davacıya devredildiği, davacı tarafından 01/06/2017 tarihli dilekçe ile anılan taşınmazın 3.228,74 m²'lik kısmının 6292 sayılı Kanun uyarınca satın alma talebinde bulunulduğu, ilgili taşınmazın dosyasında yapılan incelemede, 2012 yılında yapılan değerleme ve dosya ile ilgili kurum yazışmalarının davacının eşi tarafından yapılarak satış dosyasının oluşturulduğunun tespit edilmesi üzerine dava konusu işlem ile davacının talebinin reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda ilgili kısmına yer verilen mevzuat uyarınca, 2/B alanlarında bulunan taşınmazların, hak sahiplerine taşınmazın rayiç bedeli üzerinden satılacağı, bu bedelin de 2886 sayılı Kanun veya 4706 sayılı Kanun hükümlerine göre tespit ve takdir edileceği görülmektedir.

Uyuşmazlıkta, dava konusu taşınmazın değerleme ve dosya ile ilgili kurum yazışmalarının davacının eşi tarafından yapılarak satış dosyasının oluşturulduğunun tespit edilmesi nedeniyle davacının satın alma başvurusu reddedilmiş ise de, davacının eşinin taşınmazın satış dosyasında bulunan hangi işlemlere katıldığının tam olarak belli olmadığı gibi, bu hususa dair belgelerin de dosyada bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan, 6292 sayılı Kanunun 6. maddesine göre satılacak 2/B taşınmazlarının, aynı maddede belirlenen rayiç bedel üzerinden hak sahiplerine satıldığı, başka bir ifadeyle, taşınmazların ihale yoluyla satılmadığı, dolayısıyla taşınmazın idarece belirlenen bedelin üstünde ya da altında satılmasının mümkün olmadığı gibi, taşınmazı satın alacak kimsenin de satış bedeline etkisinin bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.

Bu durumda, dava konusu taşınmazın rayiç bedelinin 6292 sayılı Kanunda yer verilen hükümler çerçevesinde belirlendiğinin açık olması, bu bedelin belirlenmesinde davacının eşinin yaptığı işlemlerin etkili olduğunun idarece ortaya konulamaması ve taşınmazın davacıya veya başkaca bir kimseye satılmasının satış bedelini değiştirmeyeceği hususları gözönünde bulundurulduğunda, dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddine dair İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle kararın bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.

Öne Çıkanlar