Danıştay 8. Dairesi 2021/1137 E. 2021/3050 K.

17-12-2021

Özeti: Davanın bir taşıma kooperatifinin çatısı altında, belde belediyeleri arasındaki güzergahta minibüsle yolcu taşımacılığı yapan davacı tarafından, Büyükşehir Belediye Meclisinin, Belediye Başkanlığının talebi üzerine, bu belediyenin yolcu taşıma hizmetinin büyükşehir belediyesince yapılmasına ilişkin kararı ile bu karar yapılan itirazın reddine işlemin iptali ile işlemler sebebiyle uğradığını öne sürdüğü maddi zararın tazmini istemiyle açılmıştır. Olayda, yetkilendirildiğini belirttiği tarihte, il içi şehirler arası taşımacılık yaptığında duraksama bulunmayan davacıya, söz konusu tarihte yetkili mercilerce izin, ruhsat, yetki belgesi gibi çalışma izni verilip verilmediğine ilişkin Bakanlık ve Trafik Komisyonu kararının dosyaya sunulmadığı görülmektedir. Bu itibarla, işlemin iptaline ilişkin karar kesinleşmiş olmakla bu hususa ilişkin karar verilmeyecek ise de aslında söz konusu güzergahta taşımacılık yapmak üzere usulüne uygun olarak alınmış yetki belgesi ve güzergah izin belgesi bulunmayan davacının işlem sebebiyle doğmuş meşru bir zararının varlığından da söz edilemeyeceği dikkate alındığında Danıştay tarafından açık maddi hataya dayalı olarak verilen ilk bozma kararının usuli müktesep hakka vücut vermeyeceği anlaşılmakla, hukuki duruma uygun olan ikinci bozma kararının usuli müktesep hakkın ihlal edilmesi sonucunu doğurmadığı açıktır. Bu durumda, hukuki duruma uygun olarak verilen ikinci bozma kararına uyularak verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …

Düşüncesi : Davacının, söz konusu güzergahta yolcu taşımacılığı hakkına sahip olduğunu ortaya koyan hukuka uygun bir yetkilendirme, ruhsat ya da izni olmadığı anlaşılmakla, öte yandan; 5393 sayılı Yasanın 75. maddesinin, belediyelere, diğer belediyelerin taşıma işini yapma konusunda yetki verdiği görülmekle Dairemizce verilen ikinci Bozma kararının usuli müktesep hakka aykırı olmadığı anlaşıldığından kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Dava; bir taşıma kooperatifinin çatısı altında, Mersin ili ile Toroslar ilçesinin … ve … belde belediyeleri arasındaki güzergahta minibüsle yolcu taşımacılığı yapan davacı tarafından, Mersin Büyükşehir Belediye Meclisinin; … Belediye Başkanlığının talebi üzerine, bu belediyenin yolcu taşıma hizmetinin büyükşehir belediyesince yapılmasına ilişkin … gün ve … sayılı kararı ile bu karar yapılan itirazın reddine ilişkin … gün ve … sayılı işlemin iptali ile işlemler sebebiyle uğradığını öne sürdüğü 20.000 TL maddi zararın (yoksun kalınan kâr) tazmini istemiyle açılmıştır.

İdare mahkemesince; davanın reddi yönünde verilen karar, Dairemizin 30/10/2012 gün ve E:2012/3353, K:2012/818127 sayılı kararıyla ve ''davalı idarenin yetki sınırını aşacak şekilde işlem tesis edemeyeceği" gerekçesiyle bozularak, işlemler sebebiyle zarar doğmuş ise zararın tazmini gerektiği yönünde hüküm verilmiş; mahkemece bozma kararına uyularak, işlemin iptali ile yoksun kalınan kâr miktarı olan 28.350,75 TL zararın tazmini yönünde karar verilmiş ise de; bu kere kararın temyizi üzerine Dairemizce, kararın iptale ilişkin kısmının onanmasına; tazmine ilişkin kısmın ise; ''idareyi tazminle yükümlü kılacak bir ağırlıkta idareye atfı ve izafesi kabil bir kusurun varlığından söz etmeye olanak bulunmadığından maddi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kararın bu kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş; böylece kararın iptale ilişkin kısmı kesinleşmiş olmakla, mahkemece kısmi bozma kararımıza uyularak aynı gerekçe ile davacıların tazmin isteminin reddine karar verilmiştir.

Davacı tarafından; Dairemizin ikinci bozmasının ilk bozma kararına aykırılık teşkil ettiği; usuli kazanılmış hakkının ihlal edildiği; hukuka aykırı işlem tesis eden idarenin bu fiili sebebiyle hizmet kusurunun bulunduğu ve zararının tazmini gerektiği öne sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

İçtihadi bir müessese olan usulü müktesep hak kurumu yasalarla öngörülmüş bir müessese olmayıp Yargıtay'ın 1959 ve 1960 tarihli iki ayrı içtihadı Birleştirme Kararı ile hukuk dünyamıza girmiş olup; bu kararlarda; bozmaya uyma kararının lehine olan taraf yararına usuli müktesep hak olduğuna ve bozmaya aykırı karar verilmeyeceğine; yine mahkeme kararını bozan Yargıtay ilgili Dairesinin de ikinci temyiz incelemesinde ilk bozmasındaki esaslara aykırı veremeyeceğine hükmedilmiş olup; bu müessese idari yargı yerlerince de içtihadi bir kurum olarak benimsenmiştir.

Usuli müktesep hak kurumunun ilke ve esaslarının belirlendiği Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlarında, bu hakkın mutlak olmadığı; hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, usuli müktesep hakka aykırı yeni bir içtihadı birleştirme kararının çıkması, göreve aykırı karar verilmesi ile açık maddi hataya dayalı olarak bozma kararı verildiğinin anlaşılması gibi kamu düzeni ile ilgili konularda usuli müktesep hakka göre karar verilemeyeceği belirtilmiş; gerek öğretide gerekse Yüksek Mahkeme kararlarında istisnaların bunlarla sınırlı olmayacağı, yeni istisnaların da olabileceği kabul edilmiştir. Söz konusu yaklaşım Danıştay içtihatlarıyla da benimsenmiştir.

Ne var ki; 2014 Yasa değişiklikleri ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesinin 4. fıkrası ile bu müessese içtihadi olmaktan çıkıp, yasal bir zemine kavuşturulmuş olup; bu hüküm 2577 sayılı Yasa'nın geçici 8. maddesi uyarınca 20/07/2016 tarihinden sonra verilen kararlar için uygulanacaktır.

1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 12/a maddesinde; İl sınırları içinde mahalli ihtiyaç ve şartlara göre trafik düzeni ve güvenliği bakımından Yönetmelikte gösterilen konular ve esaslar çerçevesinde, illerde vali veya yardımcısının başkanlığında, belediye, emniyet, jandarma, milli eğitim, karayolları ve Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonuna bağlı ilgili odanın temsilcileri; Valilikçe uygun görülen trafikle ilgili üniversite, oda, vakıf ve kamuya yararlı dernek veya kuruluşların birer temsilcisinden oluşan İl Trafik Komisyonu, ilçelerde kaymakamın başkanlığında, aynı kuruluşların yöneticileri veya görevlendirecekleri temsilcilerinin katıldığı İlçe Trafik Komisyonu kurulacağı hükme bağlanmış, 12-b/1. maddesinde de il sınırları içinde mahalli ihtiyaç ve şartlara göre trafik düzeni ve güvenliğini sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri almak, b/3. maddesinde, Karayolu taşımacılığına ait mevzuat hükümleri saklı kalmak üzere, trafik düzeni ve güvenliği yönünden belediye sınırları içinde ticari amaçla çalıştırılacak yolcu ve yük taşıtları ile motorsuz taşıtların çalışma şekil ve şartları, çalıştırılabileceği yerler ile güzergahlarını tespit etmek ve sayılarını belirlemek, il ve ilçe trafik komisyonlarının görevleri arasındadır.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 7. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde, büyükşehir ulaşım ana planını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım ve toplu taşıma hizmetlerini planlamak ve koordinasyonu sağlamak; kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergahlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek; (p) bendinde, büyükşehir içindeki toplu taşıma hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek, büyükşehir sınırları içindeki kara ve denizde taksi ve servis araçları dahil toplu taşıma araçlarına ruhsat vermek, büyükşehir belediyesinin görevleri arasında sayılmıştır.

5216 sayılı Yasanın 9. maddesinde, bu Kanun ile büyükşehir belediyesine verilen trafik hizmetlerini planlama, koordinasyon ve güzergah belirlemesi ile taksi, dolmuş ve servis araçlarının durak ve araç park yerleri ile sayısının tespitine ilişkin yetkiler ile büyükşehir sınırları dahilinde il trafik komisyonunun yetkilerinin ulaşım koordinasyon merkezi tarafından kullanılacağı ve Büyükşehir belediyelerine bu Kanun ile verilen görev ve yetkilerin uygulanmasında, 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun bu Kanuna aykırı hükümlerinin uygulanmayacağı kurala bağlanmıştır.

5393 sayılı Belediye Kanunu'nun belediyenin görev ve sorumluluklarının sayıldığı 14. maddesinde, belediyelerin şehir içi trafik hizmetlerini yapacağı, belediyenin görev, sorumluluk ve yetki alanının belediye sınırlarını kapsadığı ve belediye meclisinin kararı ile mücavir alanlara da belediye hizmetlerinin götürülebileceği hükme bağlanmış; 15. maddesinde, toplu taşıma yapmak; bu amaçla otobüs, deniz ve su ulaşım araçları, tünel, raylı sistem dahil her türlü toplu taşıma sistemlerini kurmak, kurdurmak, işletmek ve işlettirmek kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek belediyenin yetkileri ve imtiyazları arasında belirlenmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacının üyesi olduğu kooperatife, sözkonusu güzergahta taşımacılık izninin verildiği belirtilen 1991 ve 1997 tarihli Trafik Komisyonu Kararlarında; sözkonusu kooperatifin Mersin ile … ve … belediyesi arasında taşımacılık yaptığına dair bir izin yada yetkilendirme ibaresinin olmadığı; kararlarda sadece kooperatiflerin ünvanları zikredilmeksizin kuzeyden gelen kooperatiflerin izleyeceği güzergahların belirlendiği; 2002 tarihli il trafik komisyonu kararında ise; davacının üyesi olduğu kooperatife … belediyesinin bitişiğinde olan … Mezrasına taşımacılık yapma izninin verildiği anlaşılmaktadır.

Davacının üyesi olduğu kooperatife çalışma izninin verildiği 2002 tarihinde yürürlükte olan 3348 sayılı Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un" Karayolu Ulaştırma Genel Müdürlüğü" başlıklı 10. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; Karayolu taşıma faaliyetinde bulunacak taşımacı, acente ve komisyoncuların yeterlilik şartlarını düzenlemek, gereken hallerde yetki belgesi vermek, denetlemek ilgili genel müdürlüğün görevleri arasında sayılmıştır.

Öte yandan 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununa dayanılarak hazırlanan Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliğinin "Kazanılmış haklar" başlıklı 29. maddesinde; Büyükşehir Belediyeleri dahilinde daha önce il trafik komisyonları veya Valiliklerce alınan karar veya izinlerle elde edilen hakların saklı olduğu, düzenlenmiştir.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri değerlendirildiğinde; davacıya yolcu taşımacılığı yapmasını sağlamak üzere izin verildiği öne sürülen 91, 97 ve 2002 tarihlerinde yürürlükte bulunan hükümler uyarınca; iki belediye sınırlarını aşan (İl - belde arası) il içi taşımacılık için, izin - ruhsat verme yetkisinin Bakanlığa ya da yetkilendireceği Valiliklere; bunların çalışma esaslarına ilişkin (sayı, güzergah gibi ) düzenleme yetkisinin ise, İl Trafik komisyonlarına ait olduğu; bu nitelikteki yolcu taşımacılarına izin - ruhsat verme konusunda belediyelerin yetkisi bulunmayıp, yalnız belediye sınırı içinde durak yeri ve güzergah belirleme yetkilerinin bulunduğu görülmektedir.

Olayda; yetkilendirildiğini belirttiği tarihte, il içi şehirler arası taşımacılık (belediye sınırını aşan) yaptığında duraksama bulunmayan davacıya, söz konusu tarihte yetkili mercilerce izin, ruhsat, yetki belgesi gibi çalışma izni verilip verilmediğine ilişkin Bakanlık (ya da Valilik) ve Trafik Komisyonu kararının dosyaya sunulmadığı görülmektedir.

Bu itibarla; işlemin iptaline ilişkin karar kesinleşmiş olmakla bu hususa ilişkin karar verilmeyecek ise de; aslında söz konusu güzergahta taşımacılık yapmak üzere usulüne uygun olarak alınmış yetki belgesi ve güzergah izin belgesi bulunmayan davacının işlem sebebiyle doğmuş meşru bir zararının varlığından da söz edilemeyeceği dikkate alındığında; Dairemizce açık maddi hataya dayalı olarak verilen ilk bozma kararının usuli müktesep hakka vücut vermeyeceği anlaşılmakla; hukuki duruma uygun olan ikinci bozma kararının usuli müktesep hakkın ihlal edilmesi sonucunu doğurmadığı açıktır.

Bu durumda; hukuki duruma uygun olarak verilen ikinci bozma kararına uyularak verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, temyize konu kararın yukarıda yer verilen açıklama ile onanmasına temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 10/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Öne Çıkanlar