Erzurum BİM 2. İDD 2018/2584 E. 2020/554 K.

29-10-2021

Özeti: Dava; davacı adına kayıtlı taşınmaz ile kiralamak suretiyle kullandığını belirttiği taşınmazda bulunan zirai ürünlerinin, davalı idare ve işi ihale ettiği yüklenici şirket tarafından yürütülen yol yapım çalışmaları esnasında zarara uğradığından bahisle, uğranıldığı iddia edilen zarara karşılık maddi tazminatın ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Davacı tarafından kiralama yoluyla kullanıldığı ileri sürülen ilgili parselin hissedarlarından olan kişi ile davacı arasında kira sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır. Kira sözleşmesi ortaya koyduğundan, bu parsel yönünden davanın ehliyet yönünden reddedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir. Mahkemece, kira sözleşmesinin taşınmazın diğer hissedarlarınca imzalanmadığı belirtilmekte ise de; söz konusu hissedarların bu kira sözleşmesine itiraz ettiklerine dair dosyada herhangi bir bilgi bulunmadığı gibi bu durumun yalnızca hissedar olan ilgili kişi ile diğer hissedarlar arasında muhtemel bir ihtilafa yol açabileceği, ancak taşınmazın zilyedi durumunda olan davacının yine zilyedinde olan ürünlerinin kaybından kaynaklanan bu davayı açmakta ehliyetli olduğu sonucunu etki etmeyeceği sonucuna varılmıştır. Dosyada yer alan bilirkişi raporuna göre, her iki parsele yönelik toplam zarar tespit edilmiş olup, ilgili kısım hakkında ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiğinden, ilgili taşınmaz yönünden de kalan bedelin adli yargıda dava açma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte idarece davacıya ödenmesi gerekmektedir.

İSTEMİN ÖZETİ: Van 2. İdare Mahkemesi'nin 10.01.2018 tarih ve E:2016/1112, K:2018/16 Sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu öne sürülerek 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesi uyarınca incelenerek kaldırılması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ: Taraflarca savunma verilmemiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi'nce işin gereği görüşüldü:

KARAR: Davacı vekili tarafından, 15.06.2020 tarihinde kayda giren dilekçeyle duruşma talebinde bulunulmuş ise de 2577 Sayılı Kanun'un 17/3 maddesine göre duruşma talebi, istinaf dilekçesi ile cevap veya savunmalarda yapılabileceğinden, talep değerlendirmeye alınmamıştır.

Dava; Bitlis ili, Adilcevaz ilçesi, ..... Mevkii'nde davacı adına kayıtlı 82 ada, 4 parsel sayılı taşınmaz ile kiralamak suretiyle kullandığını belirttiği 83 ada, 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan zirai ürünlerinin, davalı idare ve işi ihale ettiği yüklenici şirket tarafından yürütülen yol yapım çalışmaları esnasında zarara uğradığından bahisle, uğranıldığı iddia edilen zarara karşılık 90.240,00 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Mahkemesince; Adilcevaz Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/1 D.iş sayılı dosyasında ziraat mühendisi tarafından düzenlenen zirai bilirkişi hesap raporunda; dava konusu zarar hesaplanırken, verime ilişkin olarak Adilcevaz İlçe Tarım Müdürlüğünün verilerinin dikkate alındığı, davacıya ait 82 ada 4 numaralı parselde 71 dekar kuru fasulye ve 10 dekar sulu yonca bulunduğu, davacının kiralamak suretiyle kullandığını ileri sürdüğü 83 ada 1 numaralı parselde ise 5 dekar sofralık domates, 2 dekar kavun ve 75 dekar kuru fasulye ekili olduğu, bitkilerin üzerinin tamamen tozla kaplı olduğu, çiçeklenme döneminde olmasına rağmen bitkiler üzerinde %50 çiçeklenmenin olduğu, bu nedenle yüzde %50 oranında verim kaybı bulunduğunun tespit edildiği, yapılan hesaplamada ise 146 dekar kuru fasulyeden kaynaklanan zararın 98.550,00 TL, 5 dekar sofralık domatesten kaynaklanan zararın 11.250,00 TL, 2 dekar kavundan kaynaklanan zararın 2.250,00 TL, 10 dekar yoncadan kaynaklanan zararın 750,00 TL olmak üzere toplam 112.800,00 TL olduğu, sebzelerin halen tarlada bulunması nedeniyle %20 istihsal masrafları mahsup edildiği zaman zararın 90.240,00 TL olarak tespit edildiği,

05.07.2017 tarihli ara kararı ile davacıdan 83 ada 1 numaralı parselde yer alan taşınmazın kullanımına cevaz veren hukuki sebep sorularak buna ilişkin bilgi ve belgenin istenilmesi üzerine, davacı tarafça söz konusu taşınmazın … isimli şahıstan kiralanmak suretiyle kullanıldığı beyan edilerek, 03.03.2014-01.11.2015 tarihlerini kapsayan ve kira bedeli içermeyen adi yazılı şekilde düzenlenmiş bir kira sözleşmesinin dosyaya sunulduğu, 15.11.2017 tarihli ara kararına cevaben davacı tarafça söz konusu parsele ilişkin tapu belgesinin dosyaya sunulduğu, anılan tapu belgesinden ise taşınmazın kiralayanı olduğu belirtilen ….'nin 1/36 hissesine sahip olduğu, sunulan kira sözleşmesinin taşınmazın 35/36 hissesine sahip diğer malikleri tarafından imzalanmadığı, yine kira bedeli içermeksizin adi yazılı şekilde -her zaman düzenlenebilir şekilde- düzenlendiği ve davacı tarafça dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan 2015 yılı Çiftçi Kayıt Sistemi belgesinde de ÇKS'ye kayıtlı araziler arasında söz konusu taşınmazın yer almadığı, söz konusu taşınmaz ile davacı arasında menfaat ilişkisi bulunmadığı anlaşıldığından, davacının 83 ada 1 parselde yer alan zirai emvalden kaynaklanan zarara yönelik dava açma ehliyetinin bulunmadığı,

06.08.2015 tarihli bilirkişi raporunda her bir taşınmazda bulunan ürün çeşidi, miktarı ve birim fiyatının yer aldığı görüldüğünden, bilirkişi raporunda yer alan veriler dikkate alınarak usul ekonomisi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek görülmeyerek Mahkemece hesaplama yapıldığı, buna göre; 82 ada 1 parsel sayılı taşınmazda; 71 dekar kuru fasulyeden ve 10 dekar sulu yoncadan kaynaklanan toplam zararın 38.940,00 TL olduğu, gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle 38.940,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, kiralamak suretiyle kullandığını ileri sürdüğü 83 ada 1 Sayılı parsel yönünden ise davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

İstinafa konu kararın, 82 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kısmen kabule ilişkin kısmına yönelik olarak kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, bu yönden tarafların istinaf başvurularının reddedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

İstinafa konu kararın, 83 ada 1 Sayılı parsel yönünden davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin kısmına gelince:

2577 Sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-b maddesinde tam yargı davalarının idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılabileceği hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından kiralama yoluyla kullanıldığı ileri sürülen 83 ada 1 Sayılı parselin hissedarlarından … ile davacı arasında kira sözleşmesi bulunduğu, … tarafından mahkeme kaydına 07.09.2016 tarihinde giren dilekçesi ile anılan taşınmazı davacı …'e 2014-2015 yılları için 2 yıllığına kiraladığına dair beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda, kira sözleşmesi ve …'nin mahkemeye sunduğu beyanı anılan taşınmazın davacı tarafından kiralandığını ve 2014-2015 yıllarında zilyetliğinin bulunduğunu ortaya koyduğundan, bu parsel yönünden davanın ehliyet yönünden reddedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.

Mahkemece, kira sözleşmesinin taşınmazın diğer hissedarlarınca imzalanmadığı belirtilmekte ise de; söz konusu hissedarların bu kira sözleşmesine itiraz ettiklerine dair dosyada herhangi bir bilgi bulunmadığı gibi bu durumun yalnızca … ile diğer hissedarlar arasında muhtemel bir ihtilafa yol açabileceği, ancak taşınmazın zilyedi durumunda olan davacının yine zilyedinde olan ürünlerinin kaybından kaynaklanan bu davayı açmakta ehliyetli olduğu sonucunu etki etmeyeceği sonucuna varılmıştır.

Öte yandan, dosya tekemmül ettiğinden, usul ekonomisi gereği bu kısmın hakkında karar kaldırılarak mahkemesine gönderilmek yerine Dairemizce hüküm tesis edilmiştir.

Dosyada yer alan bilirkişi raporuna göre, her iki parsele yönelik toplam zarar 90.240,00 TL olarak tespit edilmiş olup, 38.940,00 TL'lik kısım hakkında ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiğinden, 83 ada 1 Sayılı parsel yönünden de kalan 51.300,00 TL'nin adli yargıda dava açma tarihi olan 16.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle:

1-) Davalı idarenin ve müdahil tarafın davanın 38.940,00 TL'lik kısmı yönünden kabulüne ilişkin kısmına yönelik yaptıkları istinaf başvurularının reddine,

2-)Davacının istinaf başvurusunun kabulüne, 83 ada 1 Sayılı parsel yönünden davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin kısmının kaldırılmasına, bu parsel yönünden 51.300,00 TL'nin adli yargıda dava açma tarihi olan 16.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine,

3-) İş bu karar İlk Derece Mahkemesi yargılaması sonucunda yargılama giderlerine ilişkin kurulan hükümde değişiklik yarattığından bu yeni duruma göre;

a-) Hükmedilen toplam 90.240,00.-TL maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 6.164,29.-TL nispi karar harcından, davacı tarafından yatırılan 1.541,20.-TL'sinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan 4.623,09.-TL harcın ise davalı idareden tahsili için mahkemesince müzekkere yazılmasına,

b-)Aşağıda dökümü yapılan davacıya ait 331,47.-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,

c-) Davalı idare ve müdahil tarafın istinaf başvuruları reddedildiğinden, istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına, istinaf aşamasında fazladan yatırıldığı anlaşılan 74,80.-TL harcın davacıya, 98,10.-TL harcın ise davalı idareye iadesine,

SONUÇ: 4-) Toplam kabul edilen miktara göre yeniden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceğinden ilk derece mahkemesince hükmedilen vekalet ücretlerinin kaldırılmasına, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca toplam hükmedilen 90.240,00 TL üzerinden hesaplanan 12.522,80 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, posta gideri avansından artan miktarın Mahkemesi'nce re'sen müsteniflere iadesine, 2577 Sayılı Kanun'un 45/6. maddesi uyarınca kesin olarak, 16/06/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Öne Çıkanlar