İstanbul BAM 12. H.D. 2021/790 E. 2021/1104 K.

16-10-2021

Özeti: Davada UKOME kararı gereğince taşıma işini yapacak araçların Yavuz Sultan Selim Köprüsünden geçme mecburiyetinin getirilmesi, davalının işletmeleri arasında yapılacak taşıma işinin köprü geçiş güzergahındaki mecburi düzenleme nedeniyle maliyetinin hem ödenen geçiş ücreti ve hem de mesafe maliyeti olarak artması sebebiyle sözleşmenin uyarlanması istenmektedir. İstanbul dahilinde yaşayan herkes bu arada ticari taşıma işi yapan davacı şirket de ,yeni Köprünün faaliyete geçtiği zaman ticari araçların yeni köprüye sevk edileceği hakkında bilgi sahibidir. Zira ,yapılan her yeni köprünün İstanbul Trafiğini rahatlatmak için yapıldığının aksi düşünülemeyeceği gibi ,kamuoyuna köprünün açılacağı tarihin aylar evvelinden ilan edildiği ,güzergahı düzenlemeye yetkili bulunan kurumun İBB UKOME olduğu bu kapsamda ticari araçların yeni köprüye sevk edilmesi öngörülemeyen veya öngörülmesi beklenmeyen hal olarak kabulü mümkün olmadığından Bölge Adliye mahkemesince Yargıtay bozma ilamının hukuka uygun olmadığı kanaatine varıldığından uyulmamış direnme kararı verilerek istinaf başvurusunun kabulüne, davanın kabulüne ilişkin hükmün kaldırılmasına ,yerinde olmayan davanın reddine karar verilmiştir.

DAVA: Sözleşmenin Uyarlanması

İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/07/2021

Taraflar arasında görülen dava neticesinde; Dairemizce verilen hükmün Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından bozularak iadesi üzerine yapılan duruşma sonunda dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;

DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ile ... kayıt numaralı ihale sözleşmesi imzaladığını, müvekkilinin sözleşme kapsamında üstlendiği işi yerine getirmekte olduğunu, bu ihale dokümanlarını hazırlanırken taşıma işini yapacak olan araçların Fatih Sultan Mehmet Köprüsünden geçeceğinin öngörüldüğünü, bu sebeple bu köprünün geçiş ücretleri baz alınarak ihale dokümanlarının hazırlandığını, ne var ki 19/08/2016 tarih 2016/5-1 sayılı UKOME kararı gereğince taşıma işini yapacak araçların Yavuz Sultan Selim Köprüsünden geçme mecburiyetinin getirildiğini, davalının Edirne Kapı, Cebeci ve Kartal- Cevizli olmak üzere 3 farklı fabrikası/işletmesinin bulunduğunu, bu işletmeler arasında yapılacak taşıma işinin köprü geçiş güzergahındaki mecburi düzenleme nedeniyle maliyetinin hem ödenen geçiş ücreti ve hem de mesafe maliyeti olarak arttığını, bu sebeple sözleşmenin 6098 sayılı TBK'nın 138. Maddesine göre uyarlanması mecburiyetinin hasıl olduğunu belirterek; ihale sözleşmesinin, 14.2. maddesine "malın teslimi için Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün zorunlu olarak kullanılması sonucu oluşan otoban (Yavuz Sultan Selim Bağlantı Köprü Yolu) ve köprü geçiş ücretleri yüklenicinin tanzim edeceği yansıtma faturası ile belgelenmesi şartıyla, idare tarafından ödenecektir. Aynı şekilde Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün zorunlu olarak kullanılması sonucu artan güzergah dolayısı ile kilometre başına KDV hariç 95 kuruş, yüklenicinin tanzim edeceği yansıtma faturası ile belgelenmesi şartıyla, idare tarafından ödenecektir." hükmünün eklenmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşme bedeli ile öngörülen bedelin gösterilerek harcın yatırılması gerektiğini, dava konusu işlemin kaynağının idari işlem olduğunu, görevli İdare Mahkemesinde iptal davası açıp açmadığının belirlenmesi ve dava açılmış ise bekletici mesele yapılması gerektiğini, sözleşmeye bağlılığın esas olduğunu, davacı tarafın tacir olduğunu, basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini, mahkemece; Kamu İhale Kurumu'ndan görüş alındıktan sonra, uzman bilirkişiler düşüncesinden de yararlanmak suretiyle, tarafların niteliği ve sözleşme şartları ve Kamu İhale dökümanı nazara alınıp değerlendirilerek, sonuçta işlem temelinin çökmediği; sözleşmedeki çıkar dengesinin katlanılamayacak derece davacı aleyhine bozulmadığının tespiti ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, Kamu oyunda bilindiği üzere İstanbul Boğazına 3. Köprü olarak Yavuz Sultan Selim Köprüsü inşa edilip hizmete açıldığı, 19/08/2016 tarih 2016/5-1 sayılı UKOME kararı gereğince 1. Sınıf araçlar haricindeki diğer araçların bu köprüden geçişlerinin mecburi hale getirildiği, bu düzenlemenin hem araçların daha uzun mesafe yol katetmesine bağlı maliyetleri ve hem de geçiş ücretlerinin yap-işlet-devret usulüne bağlı olarak artması nedeniyle maliyetleri artırdığı, davalı tarafın ihale dokümanlarını hazırlarken bu hususu ön görmesi gerekirken öngörmemiş olduğunun taraflar arasındaki şartname ve sözleşme metninden anlaşıldığı, bu durumun ticari hayatın akışı içerisinde davacı yanın ifa güçlüğü içerisine girmesine sebebiyet olacağının muhakkak olduğu, bu sebeple davacının talebinin TBK 138/1. Maddesine uygun olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı tarafa davanın açılmasında bir kusur yüklenemeyeceğinden davalı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama masrafına hükmedilmemesine karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili;mahkemenin bilirkişi raporundaki değerlendirmeyi gözardı ederek kendi görüşü doğrultusunda hüküm veremeyeceğini, söz konusu durumun davacı yükleniciden kaynaklanan bir kusurdan ileri gelmemiş olması, taahhüdün yerine getirilmesine engel nitelikte olması, yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemiş bulunması, mücbir sebebin meydana geldiği tarihi izleyen yirmi gün içinde yüklenicinin idareye yazılı olarak bildirimde bulunması ve yetkili merciler tarafından belgelendirilmesinin zorunlu olup, davacının bu şartlardan hiçbirini yerine getirmediğini, mahkemenin davacının teknik ve uzmanlık gerektiren muhasebe konusunda hüküm oluştururken bilirkişiye müracaat etmeden karar vermesinin bozma nedeni olduğunu, eksik araştırma ile karar verildiğini, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İSTİNAF KARARI: Dairemizin 2018/2282 Esas-2020/47 Karar sayılı ve 16/01/2020 tarihli kararıyla; davacının yüklenici olduğu sözleşmenin 29.4.2016 tarihinde imzalandığı, köprünün ise 26 ağustos 2016 tarihinde trafiğe açıldığı,sözleşmenin 14.2.maddesi ile taşıma hizmetinin ücretlendirilmesi konusunda gerekli araştırmaları yaparak her türlü tedbiri almakla yükümlü olduğu, Yavuz Sultan Selim köprüsünün İstanbul trafiğini rahatlatmak amacıyla yapıldığı kamu oyunun bilgisinde olan bir husus olup, köprü trafiğe açıldığında bir kısım araçların zorunlu olarak köprüyü kullanacağının kamuoyunun bilgisinde olduğu, bu sebeple, sözleşmenin yapılması sırasında öngörülmeyen ve öngörülmesi beklenemeyen olağan üstü bir durumun sonradan ortaya çıktığı, bu durumun davacı taraftan kaynaklanmadığı, işlem temelinin çökmüş olduğunun kabul edilemeyeceği, bu sebeple koşulları oluşmayan talebin reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde görülmediği, bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülerek istinaf başvurusunun kabulüne ;ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir eksiklik bulunmadığından davanın kabulüne ilişkin hükmün kaldırılarak uyarlama koşulları bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine; "Yargıtay 11.HD. 2020/1968 esas, 2021/1443 karar sayılı ve 18/02/2021 tarihli ilamı ile; "Dava, 6098 sayılı TBK’nın 138. maddesi gereğince açılmış uyarlama davasıdır. Bölge Adliye Mahkemesince, sözleşmenin yapılması sırasında öngörülmeyen ve öngörülmesi beklenemeyen olağan üstü bir durumun sonradan ortaya çıktığının ve işlem temelinin çökmüş olduğunun kabul edilemeyeceği, uyarlama koşulları bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulune ilişkin ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın reddine karar verilmiştir. Sözleşmenin imzalandığı sırada Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün yakın bir zamanda açılabileceği öngörülebilecek bir husus olmakla birlikte, köprü açıldıktan sonra idare tarafından bir kısım araçlara yeni köprüden geçme mecburiyeti getirileceğini, açılan yeni köprü ve otoyol fiyatlarının ne olacağı hususlarını davacının önceden bilmesi beklenemez. Bu nedenle ilke olarak dava konusu olayda sözleşmenin yapılması sırasında öngörülemeyen olağanüstü bir durumun sonradan ortaya çıktığının ve buna bağlı olarak TBK'nın 138. maddesinde öngörülen uyarlamanın ilk koşulunun gerçekleştiği kabul edilerek, uyarlamanın diğer koşullarının mevcut olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği halde, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

DİRENME GEREKÇESİ: TBK nun İfa Güçlüğü” başlıklı 138. maddesinde; “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir.... Yukarıda anıldığı gibi, uyarlama kurallarının uygulanması için öngörülmez bir dış olayın meydana gelmesi gerekir. Somut olayda; davacı şirket ihale sözleşmesi imzalanması aşamasında araçların Fatih Sultan Mehmet köprüsünden geçeceği varsayılarak hesapların yapıldığı , imzalandıktan sonra Yavuz Sultan Selim köprüsünün faaliyete geçmesi nedeniyle hizmet verdiği alanlara UKOME kararıyla bu köprü kullanılarak yerine getirmek zorunda kaldığından ,davacının zararına sebebiyet verdiği ,maliyetlerin 10-12 kat arttığı, köprü için ödenen ücretlerin fahiş düzeyde arttığı ,ayrıca daha kısa mesafe ile yerine getirebilecek taşıma hizmetinin daha fazla mesafe gidilerek daha fazla benzin sarfedilerek yerine getirmek durumunda kaldığını ileri sürerek sözleşmenin aşırı ifa güçlüğü nedeniyle uyarlanmasını talep etmektedir. Dairemizce verilen hükmün gerekçesi" Davacının yüklenici olduğu sözleşme 29.4.2016 tarihinde imzalanmış, köprü ise 26 ağustos 2016 tarihinde trafiğe açılmıştır. TTK.18. maddesine göre ise; tacir, her türlü ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek zorundadır. Davacının tacir olduğu ve basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek zorunda olduğu dikkate alındığında, sözleşmenin imzalandığı sırada sözleşmenin 14.2.maddesi ile taşıma hizmetinin ücretlendirilmesi konusunda gerekli araştırmaları yaparak her türlü tedbiri almakla yükümlüdür. Yavuz Sultan Selim köprüsünün İstanbul trafiğini rahatlatmak amacıyla yapıldığı kamu oyunun bilgisinde olan bir husus olup, köprü trafiğe açıldığında bir kısım araçların zorunlu olarak köprüyü kullanacağı kamuoyunun bilgisindedir. Bu sebeple, sözleşmenin yapılması sırasında öngörülmeyen ve öngörülmesi beklenemeyen olağan üstü bir durumun sonradan ortaya çıktığı, bu durumun davacı taraftan kaynaklanmadığı,işlem temelinin çökmüş olduğu kabul edilemez. Bu sebeple koşulları oluşmayan talebin reddi gerekirken davanın kabulune karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülerek istinaf başvurusunun kabulüne ;ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir eksiklik bulunmadığından davanın kabulune ilişkin hükmün kaldırılarak uyarlama koşulları bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. " Yargıtay 11.Hukuk Dairesi ise bozma ilamında "Yavuz Sultan Selim köprüsünün köprü açıldıktan sonra idare tarafından bir kısım araçlara yeni köprüden geçme mecburiyeti getirileceğini, açılan yeni köprü ve otoyol fiyatlarının ne olacağı hususlarını davacının önceden bilmesi beklenemez. Bu nedenle ilke olarak dava konusu olayda sözleşmenin yapılması sırasında öngörülemeyen olağanüstü bir durumun sonradan ortaya çıktığının ve buna bağlı olarak TBK'nın 138. maddesinde öngörülen uyarlamanın ilk koşulunun gerçekleştiği kabul edilmelidir." denilmiştir. Uyarlama konusu sözleşmenin faaliyet alanı İstanbul ili dahilindedir. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyeleri hakkındaki kanuna dayalı olarak çıkartılan 15 haziran 2006 tarihli resmi gazetede yayınlanan ve yürürlüğe giren " Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliğinin 18.maddesinde (1) UKOME, büyükşehir içindeki kara, deniz, göl, nehir, kanal ve demiryolu üzerinde her türlü taşımacılık hizmetlerinin koordinasyon içinde yürütülmesini sağlamak üzere; ulaşım, trafik ve toplu taşıma konularında üst düzeyde yönlendirici karar alma, uygulama, uygulatma ve ilgili mevzuattaki usulüne göre gereken tesisleri kurma, kurdurma ve işletme hak ve yetkilerine haizdir. Bu amaçla; a) Büyükşehir belediyesinin sınırları içinde, mevzuatla yetkili kılındığı durumlarda mahalli ihtiyaç ve şartlara göre trafik düzeni ve güvenliğini sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri almakla, d) Karayolu taşımacılığına ait mevzuat hükümleri saklı kalmak üzere, trafik düzeni ve güvenliği yönünden belediye sınırları içinde ticari amaçla çalıştırılacak yolcu ve yük taşıtları ile motorsuz taşıtların çalışma şekil ve şartları ile bu taşıtların teknik özelliklerini tespit etmek, çalıştırılabileceği yerler ile güzergâhlarını tespit etmek ve sayılarını belirlemek, bunlara izin ve çalışma ruhsatı vermekle,.... görevli ve yetkilidir. " denilmektedir. İstanbul dahilinde yaşayan herkes bu arada ticari taşıma işi yapan davacı şirket de ,yeni Köprünün faaliyete geçtiği zaman ticari araçların yeni köprüye sevk edileceği hakkında bilgi sahibidir. Zira ,yapılan her yeni köprünün İstanbul Trafiğini rahatlatmak için yapıldığının aksi düşünülemeyeecği gibi ,kamuoyuna köprünün açılacağı tarihin aylar evvelinden ilan edildiği ,güzergahı düzenlemeye yetkili bulunan kurumun İBB UKOME olduğu bu kapsamda ticari araçların yeni köprüye sevk edilmesi "öngörülemeyen veya öngörülmesi beklenmeyen hal" olarak kabulü mümkün olmadığından bozma ilamının hukuka uygun olmadığı kanaatına varıldığından uyulmamış direnme kararı verilerek istinaf başvurusunun kabulüne,davanın kabulüne ilişkin hükmün kaldırılmasına ,yerinde olmayan davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 18/02/2021 Tarih, 2020/1968 Esas, 2021/1443 Karar sayılı bozma ilamına karşı, Dairemizin 16/01/2020 tarihli, 2018/2282 Esas 2020/47 Karar sayılı kararında DİRENİLMESİNE; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 22/05/2018 Tarih 2017/141 Esas 2018/561 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA ; "Yerinde olmayan davanın REDDİNE" İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; "Alınması gereken 59,30-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90-TL'nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Davalı lehine AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 35,90-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, İstinaf ve temyiz aşamasında davalı tarafından yapılan 93,50-TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Davalı vekili için takdir olunan 2.040-TL istinaf duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK 'nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, HMK.'nun 356. maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliğiyle karar verildi. 07/07/2021

Öne Çıkanlar