İstanbul BAM 16. H.D. 2021/1048 E. 2021/1188 K.

16-10-2021

Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının markasının hükümsüzlüğünü, davalının markaya tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti, meni ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi ve hükmün ilanını talep etmiştir. Aynı davanın, daha önce açılmış ve halen görülmekte olmamasının dava şartı olduğu ve mahkemece resen dikkate alınması gerekmekte ise de, davacı vekilinin duruşmada, görevsizlik kararının kesinleştiğini ancak henüz görevli mahkemeye gönderilmesi için başvuru yapılmadığını beyan ettiği göz önüne alınarak, mahkemece bu hususta araştırma yapılması gerekirken yapılmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekilinin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin, istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemece, görevli mahkemeye gönderilip gönderilmediğinin, davacı tarafça istinaf başvurusunun reddi kararının tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilip edilmediğinin, davanın açılmamış sayılmasına karar verilip verilmediğinin araştırılması, karar verilmişse davacı vekiline kararın tebliğe çıkartılması için kesin süre verilerek tebliği sağlanarak, açılmamış sayılma kararının kesinleşip kesinleşmediği belirlendikten sonra derdestlik itirazının değerlendirilmesine karar verilmiştir.

DAVANIN KONUSU: Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)

KARAR TARİHİ: 09/06/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 1934 yılından beri "..." marka ve ticaret unvanı ile dünyada medikal sistemler, grafik sistemler dijital kamera ve fotoğraf baskı ürünleri, endüstriyel ürünler üretimi ve pazarlamasını yapan büyük bir firma olan ... Corparatıon'ın Türkiye'deki faaliyetlerini yürüten bağlı kuruluşu olup, ilgili faaliyet alanlarında "..." ibareli markaların Türkiye'deki hak sahibi olduğunu, "..." markasının sadece Türkiye’de değil, yurt dışında birçok ülkede tescilli tanınmış bir marka olduğunu, "..." kök markası yanında müvekkilinin ve ana kuruluş ... Corporatlon’ın “...” ibaresi içeren birçok farklı markasının TPE nezdinde tescilli olduğunu, davalı tarafın müvekkilinin tescilli markasının görsel ve işitsel olarak benzeri ... markasını, aynı sektörde faaliyette bulunduğu işletmesindeki katalog, broşür, form, etiket ve benzeri materyallerde haksız bir şekilde kullandığını, bu durumun markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının kullandığı markada yer alan "i" harfinin noktasının dahi davalı tarafından kasten kırmızı olarak belirlendiğini, davalının tescil başvurusu yaptığı “..." markasının yayınına müvekkilinin itirazı üzerine başvurunun reddedildiğini beyanla, davalının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetinin tespitini, men ve ref'ini, davalının kullanmakta olduğu "..." ibareli markanın hükümsüzlüğünü, sicilden terkinini, 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.

ISLAH: Davacı vekili 18/02/2020 tarihli dilekçesi ile, maddi tazminat talebini 163.200,52 TL olarak ıslah etmiştir.

CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; derdestlik nedeniyle ve aynı zamanda husumet yönünden davanın reddedilmesi gerektiğini, marka tecavüzü iddiasının gerçekliğe aykırı, soyut ve mesnetsiz olduğunu, “...” markasının herhangi bir tanınmışlığı olmadığını, “...” markasının tamamen özgün bir marka olduğunu, “...” markasının ayırdediciliğinin bulunmadığını ve davacı şirketin zararının bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

MAHKEME KARARI; Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 20/10/2020 tarihli 2018/430 Esas- 2020/274 Karar sayılı kararıyla; " Davalı tarafça derdestlik itirazına dayanak yapılan Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/975 Esas sayılı dosyasının tetkikinden aynı davacı tarafından, aynı davalı aleyhine aynı maddi vakıa ve sebeplere dayalı olarak dava dosyasındaki dava dilekçesinin netice-i talep kısmında (1) numara ile gösterdiği marka hakları tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, (2) numara ile gösterdiği, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin men'i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, (5) numara ile gösterdiği, ilan talebine ilişkin kısmi yönünden aynı olduğunun anlaşıldığı...hükümsüzlüğü istenen davalı "..." markasının dava tarihi itibarıyla tescilli olmadığı,... "..." esas unsurlu markanın 27/10/2010 tarihinden beri davacı adına tescilli olup geçerliliğini koruduğu, bilirkişi raporunda ayrıntısıyla belirtildiği üzere davalının ticari evraklarında faturalarında etiket ve tabelalarında "..." işaretini davacı markasının tescilli olduğu emtia sınıfında markasal olarak kullandığı, bu kullanımın görsel,işitsel ve anlamsal olarak iltibasa sebep olduğu ve böylece davalı eylemlerinin SMK 7 ve 29 maddeleri anlamında davacı marka haklarına tecavüz teşkil ettiği...bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalının elde ettiği kazancın ne kadarının marka kullanımı nedeniyle olduğu belli olmayıp, davalının elde ettiği gelirin büyük kısmı başka marka cihazın satışından elde edilmiş olması karşısında zorunlu olarak TBK'nun 50 ve 51 maddesinin verdiği takdir yetkisi ile tarafların ekonomik durumu ihlalin şekli ve süresi ve yukarıda değinilen hususların dikkate alındığı" gerekçesiyle; "Davacının dava dilekçesinin netice-i talep kısmında (1) numara ile gösterdiği marka hakları tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, (2) numara ile gösterdiği, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin men'i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, (5) numara ile gösterdiği, ilan talebine ilişkin davasının derdestlik nedeniyle usulden REDDİNE,-Davacının dava dilekçesinin netice-i talep kısmının üç nolu bendinde belirtitği "..." markasının hükümsüzlüğe ilişkin talebi yönünden marka tescili olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle usulden REDDİNE,- Davacının marka haklarına tecavüz nedeniyle olan tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, davalının davacı marka haklarına tecavüzü nedeniyle 100.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair tazminat talebinin reddine" karar verilmiştir.

İSTİNAF BAŞVURULARI; Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; konuları tamamen farklı davaların derdestlik sebebiyle reddedilmesinin usule aykırı olduğu, kaldı ki derdestlik bulunduğu iddia edilen davanın süresi içerisinde görevli mahkemeye gönderilmediğinden, açılmamış sayıldığını, karar tarihinde derdest bir davanın bulunmadığını, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 29.01.2019 tarihli gerekçeli kararıyla görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine ve görevli mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi olduğuna karar verildiğini, kararın müvekkili tarafından istinaf edildiğini, ancak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2019/1131 E, 2019/133 K. 16/05/2019 tarihli kararıyla istinaf başvurusunun kesin olarak esastan reddedildiğini, görevli olduğu belirtilen Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesine Müvekkil Şirketçe başvurulmaması sebebiyle davanın açılmamış sayıldığını,14/11/2019 tarihli duruşmada bu hususu beyan ettiklerini, mahkemenin taleplerin derdestlik talebiyle reddetmesinin usule uygun olmadığını,-davalının elde ettiği net kardan şartları oluşmadığı halde hakkaniyet indirimi yapılmasının da usule aykırı olduğunu,-taleplerin her birinin ayrı dava olarak değerlendirilip karşı taraf için vekalet ücretine hükmedilmesinin de usule aykırı olduğunu beyanla, kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasını talep etmiştir.Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; maddi tazminatın belirlenmesinde muğlak belirsiz durumun davacı lehine değil müvekkili lehine yorumlanmasının vicdani ve hukuki olacağını, bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere ticari kazanca esas teşkil eden ürünün S.. markalı olduğunu, müvekkilinin davacının herhangi bir ürününü satmak suretiyle kazanç temin etmediğini, mahkeme kararının eksik incelemeye dayandığını, müvekkilinin kamu ve özel sektörde doğrudan temin yolu ile ihalelere katılarak iş aldığını, burada firmanın markasının, marka değerinin katkısının olmadığını, müvekkilinin kazancında F.. markasının etkisinin sıfır olduğunu, mahkemenin hiçbir inceleme yapmaksızın kazancının yarısından fazlasına maddi tazminat olarak hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, illiyet bağının incelenmediğini, maddi zararın somutlaştırılmadığını, ihale ile iş alımında asıl olan firmanın markası değil yeterlilik şartlarını yerine getirmesi olduğunu, davacının müvekkili şirket sahibinin bir müddet davacı çalışanı olduğunu, edindiği bilgileri suistimal edip kazanç elde ettiğini beyan etmişse de, zarar beyanını somutlaştırmadığını, beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

G E R E K Ç E : Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının ... markasının hükümsüzlüğünü, davalının markaya tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti, meni ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi ve hükmün ilanını talep etmiştir. İlk derece mahkemesince markaya tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti, meni ve sonuçlarının ortadan kaldırılması ile hükmün ilanı talebinin derdestlik nedeniyle reddine, hükümsüzlük davasının reddine, maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/975 Esas sayılı dosyasında, davacı tarafça ... ibareli ticaret unvanı ve markalarından kaynaklanan haklarına dayanarak, davalı aleyhine ... ibareli marka ve ticari unvan kullanımından dolayı, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi ile ticaret unvanı terkini davası açtığı, mahkemenin 29/01/2019 tarihli 2019/115 Karar sayılı kararı ile; "Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu tazminat davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, HMK 20.madde gereği kararın kesinleştiği tarihten 2 hafta içinde mahkememize başvuru yapıldığında dava dosyasının Bakırköy Fikri Sinaı Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine" karar verdiği ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun, Dairemizin 2019/1131 E, 2019/133 K. 16/05/2019 tarihli kararıyla esastan reddedildiği ve kararın kesin olarak verildiği anlaşılmıştır.6100 Sayılı HMK 114/1-ı maddesinde "Aynı davanın, daha önce açılmış ve halen görülmekte olmamasının" dava şartı olduğu ve mahkemece resen dikkate alınacağı düzenlenmişse de, davacı vekilinin 14/11/2019 tarihli duruşmada, görevsizlik kararının kesinleştiğini ancak henüz görevli mahkemeye gönderilmesi için başvuru yapılmadığını beyan ettiği göz önüne alınarak, mahkemece bu hususta araştırma yapılması gerekirken yapılmadığı anlaşılmış, davacı vekilinin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin, istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın mahkemece, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/975 Esas- 2019/115 Karar sayılı dosyasının görevli mahkemeye gönderilip gönderilmediğinin, davacı tarafça HMK 20. Madde gereğince istinaf başvurusunun reddi kararının tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilip edilmediğinin, davanın açılmamış sayılmasına karar verilip verilmediğinin araştırılması, karar verilmişse davacı vekiline kararın tebliğe çıkartılması için kesin süre verilerek tebliği sağlanarak, açılmamış sayılma kararının kesinleşip kesinleşmediği belirlendikten sonra derdestlik itirazının değerlendirilmesine (bkz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 11/04/2018 tarihli 2016/10077 Esas-2018/2633 Karar sayılı kararı )karar verilmiştir.Davacı vekilinin istinaf başvurusu kabul edilerek mahkeme kararı kaldırılmakla, bu aşamada davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin, istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince KABULÜNE,2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,3-Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 20/10/2020 tarihli 2018/430 Esas- 2020/274 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,4-Dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine,5-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, davalı vekilinin istinaf isteminin bu aşamada incelenmemiş olması sebebiyle istinaf peşin harçlarının talepleri halinde taraflara iadesine, 6-İstinaf yargılama giderleri olarak; davacı avansından kullanıldığı anlaşılan 27,50 TL posta-teb-müz. masrafının 1/2 oranında 13,75 TL davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-İstinaf yargılama giderleri olarak; davalı avansından kullanıldığı anlaşılan 48,50 TL posta-teb-müz. masrafının 1/2 oranında 24,25 TL davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 9-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/06/2021 tarihinde HMK'nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

Öne Çıkanlar