İstanbul BAM 7. H.D. 2021/2337 E. 2021/1989 K.

16-10-2021

Özeti: Dava, davacının maliki olduğu taşınmaz üzerinde davacı tarafından dava dışı vekile verilen düzenleme şeklinde vekaletname gereğince vekalet görevinin kötüye kullanılması ve iradesinin sakatlanması nedeniyle davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm taraf delilleri toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacak ve davacının istemi hakkında karar verilecektir. İhtiyati tedbirin koşulları oluşmadığından ve yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden ilk derece mahkemesince davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davacı vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmediğinden reddi gerekmektedir.

DAVANIN KONUSU: İpoteğin Kaldırılması

KARAR TARİHİ: 13/07/2021

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

İ D D İ A: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, üçüncü şahıs ...l'a 28.04.2017 tarihinde Beşiktaş ... Noterliği ... yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Vekaletname ile üçüncü şahısların borcu için ipotek verme hususunda vekaletname verdiğini, ..., davacının vekalet verdiği tarihte nişanlısı olduğunu, kendisine nişanlısı olması hasebiyle büyük bir güveni olduğunu, müvekkiline vekaletnameyi para borcu için değil, bir ihale aldıklarını, ihalede yüklenilen işin yapılacağının teminatı olarak sadece bankadan teminat mektubu alacaklarını söylediklerini, ancak vekilinin kendisine duyulan güveni müvekkili aleyhine ve onun bilgisi dışında kötüye kullandığını, bilahare evlendiklerini ve davalı bankanın bahse konu ipotek işleminden alacağı için icra takibi yapmasıyla müvekkilinin konudan haberdar olduğunu, önce iki küçük çocukları olması ve aile birliğini devam ettirmek, çocuklarını babasız büyütmemek için nasıl bir tutum ve davranış sergileyeceği konusunda müvekkilinin tereddüte düştüğünü, fakat ikamet ettiği ve halihazırda aile konutları olan bahse konu taşınmazın, haberi olmaksızın iradesine aykırı bu borçlanma nedeniyle kaybedilmesi ihtimali nedeniyle işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, İstanbul İli, Beşiktaş İlçesi, ... Mahallesi, ... arsa paylı, ... Kat ... numaralı taşınmazın üzerinde vekalet kullanılarak tesis edilen ipoteğin, vekaletin detaylandırılarak borç miktarı belli olmaksızın eksik, kanuna ve usulüne aykırı şekilde verilmiş olması, taşınmazın değeri ile kullanılan kredi miktarının aşırı nispetsizlik içinde olması, müvekkilinin vermiş olduğu vekaletin kötüye kullanımından ve iradesinin sakatlanmış olmasından dolayı fekkine, İstanbul ... İcra Müdürlüğü ... E. Sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibin ve satış işlemlerinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini belirterek İstanbul ... İcra Müdürlüğü ... E. Sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilemesi yoluyla takibin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, İstanbul İli, Beşiktaş İlçesi, ... Mahallesi, ... arsa paylı, ... Kat ... numarada kayıtlı bulunan taşınmaz üzerindeki ipoteğin fek edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı ... Bankası Türk Anonim Ortaklığı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usule ilişkin itirazda bulunarak davaya bakmakla yetkili mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, ayrıca fekki istenen toplam tutarın 2.600.000. TL olup davacının bu bedel üzerinden ipotek fekki harç bedelini yatırmadığını, eksik ödenen harç tamamlanmaksızın huzurdaki davanın görülemeyeceğini, esası ilişkin beyanında ise davacının dava dilekçesinde vekaletnamenin doğru şekilde düzenlenmediğini ve ipotek tesisi için yeterli olmadığını ileri sürdüğünü, ancak dava konusu ipotek tesisi davacının dava dilekçesinde belirtiği vekaletname ile yapılmadığını, müvekkili bankanın ipotek tesisi için ayrı bir vekaletname çıkardığını ve işleme esas olan vekaletnamede taşınmaz bilgileri, ipotek limitinin vekil olanca dilediğince belirlenmesine kadar açık rıza içeren beyanlar bulunduğunu, iş bu davada dikkate edilmesi gereken hususun vekaletnamenin gerçekliği ve içerisinde barındırdığı yetkiler olduğunu, müvekkili bankanın somut olayda özen gösterdiği durumların vekaletnamenin sahte olup olmadığı, kredi kullanım aşamasında azil durumunun bulunup bulunmadığını ve en önemlisi vekaletnamede ipotek verme yetkisinin usule uygun şekilde bulunup bulunmadığı olduğunu, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülüğünü yerine getirdiğini, müvekkili bankanın hiçbir kusuru bulunmadığını, kaldı ki vekalet verenin ayrıca bilgilendirilmesi ve iradesinin sorgulanmasının gerektiren herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığını, ipotek işleminin dayanağı vekaletnamede ipotek tesisi için kanunun aradığı özel yetkinin mevcut olduğunu ve vekaletnameye istinaden tesis edilen ipotek işleminde hukuka aykırılık bulunmadığını, beyan ederek davanın müvekkil banka yönünden reddine, haksız ve kötü niyetli açılan iş davada davacı yanın aleyhine disiplin para cezasına hükmedilmesine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir. Davalı ... Ltd Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı banka ile ipotek tarihinden önce, kredi ilişkisinin bulunduğunu, söz konusu ipoteğin ise ipotek tarihinden hemen önce yada hemen sonra imzalanan kredi sözleşmesine istinaden verildiğini, ub kapsamda teminat mektubu almak amacı ile ipoteğin tesis edildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece 20/01/2021 tarihli ara kararı ile "...dosya kapsamı ile tüm delillerin değerlendirilmesi neticesinde davanın bulunduğu aşama itibariyle yaklaşık ispat olgusunun mevcut olduğu yönünde duraksama olmadan delil değerlendirilmesi yapılamadığından HMK madde 390/3 uyarınca yaklaşık ispat şartı sağlanmadığından" gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı ... Bankasının alacağı ipotek ile koruma altında olduğunu, bu sebeple davalı banka nezdinde doğacak telafisi mümkün olmayan zarar bulunmadığını, ilgili icra dosyaları üzerinden devam edecek satış işlemleri neticesinde müvekkilinin evinin satıldığını kabul edildiği durumda müvekkili açısından meydana gelecek zararın telafisi mümkün olmadığını, zira ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takipleri neticesinde müvekkilinin şu anda yaşamakta olduğu evinin satılacağını, işbu dosya ile yapılan yargılama devam etmekte olup, henüz dosya karara çıkmadığını, yargılama sonunda verilecek nihai kararla ipoteğin kaldırılma ihtimalinin mevcut olduğunu, ipoteğin tesisi için müvekkili tarafından verilen vekaletnamelerin ipotek tesisi için yeterli yetki içermediğini, bu sebeple bu vekaletnamelere dayanarak İstanbul İli, Beşiktaş İlçesi, ... Mahallesi, ... arsa paylı, ... Kat ... numarada bulunan taşınmaz üzerinde tesis edilen ipoteğin hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/698 Esas Sayılı dosya üzerinden verilen 20.01.2021 tarihli ara kararının kaldırılmasına, yeniden yapılacak inceleme sonucu İstanbul ... İcra Müdürlüğü ... E. Sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibin ve satış işlemlerinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yeniden yapılacak inceleme sonucu İstanbul ... İcra Müdürlüğü ... E. Sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER: İpoteğin tesisine dayanak davacı tarafından dava dışı ...'ın vekil tayin edildiğine ilişkin düzenleme şeklinde vekaletname, Tapu kaydı, resmi senet, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı,

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı vekili yerel mahkemenin 20/01/2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararını süresinde istinaf etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ''kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır'' şeklinde tarif edilmiştir. Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu mal ve hak üzerinde yeni bir takım uyuşmazlıkların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır. 6100 sayılı HMK'nun 389.maddesi başlığında düzenlenen ve geçici hukuki korumalar olarak vasıflandırılmış ihtiyati tedbir müessesesi ile ilgili aynı maddenin 1.fıkrasında ''mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir'' şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanmaması... gibi sair hususlarda tereddüte yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir. Diğer taraftan, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi bakımından HMK'nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, Yasanın hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda "...hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez... bu sebepledir ki haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması..." hükme bağlanmıştır. Davanın niteliği, tapu kaydı, ipoteğin tesisine dayanak davacı tarafından dava dışı ...'ın vekil tayin edildiğine ilişkin düzenleme şeklinde vekaletname, resmi senet, sunulan belge ve deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, davacının maliki olduğu taşınmaz üzerinde davacı tarafından dava dışı vekil ...'a verilen düzenleme şeklinde vekaletname gereğince vekalet görevinin kötüye kullanılması ve iradesinin sakatlanması nedeniyle davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindi. Doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm taraf delilleri toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacak ve davacının istemi hakkında karar verilecektir. Tapu kaydı, ipoteğin dayanağı düzenleme şeklinde vekaletname ve içeriği ile resmi senet, toplanan ve sunulan deliller ile tüm dosya kapsamından somut olayda HMK'nun 389.ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati tedbirin koşulları oluşmadığından ve yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden ilk derece mahkemesince davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davacı vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmediğinde reddi gerekir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin 20/01/2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1/b-1 maddesi gereğince esastan reddine kesin olarak karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 20/01/2021 tarih ve 2020/698 esas sayılı ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL maktu ret karar ve ilam harcı davacı tarafça yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/07/2021

Öne Çıkanlar