İstanbul BİM 5. İDD 2018/2402 E. 2020/2001 K.

29-10-2021

Özeti: Davada taşınmaz üzerinde bulunan yapıda onaylı mimari projesine aykırı olarak yapılan imalatlar nedeniyle İmar Kanununun gereğince yapı sahibi sıfatıyla davacı şirkete idari para cezası verilmesine ilişkin Belediye Başkanlığı kararının iptali istenilmiştir. Olayda her ne kadar davalı idarece yargı kararları doğrultusunda işlem tesis edildiğinden bahisle bu kez mükerrer ceza ve Çevre ve görüntü kirliliğine sebebiyet verilmesine ilişkin düzenlemeler uygulanmaksızın dava konusu para cezası verilmiş ise de hukuka aykırı olarak mükerrer ceza uygulanmasının yanı sıra ruhsata aykırı olan ve aykırılıktan etkilenen alanın yüzölçümüne ilişkin açık bir tespitin yer almadığı yapı tatil tutanağının eksik tespitlere dayanması nedeniyle dava konusu işlemin hukuka uygun bulunmadığının belirtilmesi karşısında, usulüne uygun yeni bir tutanak düzenlenerek davacı hakkında para cezası uygulanması gerektiği açıktır. Bu durumda para cezası uygulanması için yeterli tespitler içermediği yargı kararı ile sabit olan yapı tatil tutanağı esas alınarak tesis edilen işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yönündeki ilk derece Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.

İSTEMİN KONUSU: İstanbul 8. İdare Mahkemesinin 27.03.2018 tarih ve E:2016/750, K:2018/652 sayılı kararının istinaf yolu ile incelenerek kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: İstanbul ili, Silivri ilçesi, .... Mahallesi, 126 ada, 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapıda onaylı mimari projesine aykırı olarak yapılan imalatlar nedeniyle 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesi gereğince yapı sahibi sıfatıyla davacı şirkete 113.283,86-TL idari para cezası verilmesine ilişkin Silivri Belediye Başkanlığı'nın 25.02.2016 tarih ve 270 sayılı kararının iptali istenilmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İstanbul 8. İdare Mahkemesinin 27.03.2018 tarih ve E:2016/750, K:2018/652 sayılı kararı ile;" ...Olayda davanın çözümlenebilmesi teknik incelemeyi gerektirdiğinden Mahkememizce keşif-bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesi üzerine mahallinde yapılan keşif bilirkişi incelemesinden sonra dosyaya sunulan 13.04.2017 havale tarihli raporda özetle: Yerinde yapılan inceleme ve kat alanında yapılan ölçümleme kapsamında, yapı tatil tutanağının, düzenlendiği tarihteki projesine göre fiili durumu gösterdiği, diğer bir deyişle 04.09.2007 tarih 2007/33 sayılı ruhsata esas mimari proje ve 07.04.2010 tarihli rapor doğrultusunda mimari projesine aykırı olarak 1. Normal kat alanının 8.50x27.35 m2 boyutlarında büyütüldüğü ve projesine aykırı olarak çatı katı ilave edildiğinin tespit edildiği, yapı tatil tutanağının saptanan duruma uygun olduğu, dava konusu yer ile ilgili verilen 25/02/2016 günve270sayılıencümen kararı kapsamında para cezası incelendiğinde ise, uyuşmazlığa konu yapının Bakanlıkça belirlenen 3-A (Küçük sanayi tesisi) yapı sınıfı ve grubuna dahil olduğunun belirlendiği, cezaya konu alan için birim fiyat 18.40 tl7m2 olarak 2010 yılı fiyatının alındığı, belirlenen temel cezanın ise (5130,61x18.40=94,403,22) uygun olduğu, ayrıca temel cezaya yapılan ''uygulama imar planı bulunan bir alanda yapıldığından'' bahisle verilen %20 lik artırımın uygun olduğu, zira dava konusu yer ile ilgili daha sonra tadilat ruhsatı düzenlendiği, Ayrıca Çevre ve görüntü kirliğine sebebiyet veriyor olmasından dolayı verilen %20lik artış 2010 tarihli tutanakta yer almasına karşın, İstanbul 7. İdare Mahkemesinin 2010/1159 Esas 2011/530 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olduğundan, hesaplamadan düşüldüğü görüş ve kanaatine varıldığı, bu durumda yukarıda açıklaması yapılan yasal mevzuat ve bilirkişi raporu ile dosyadaki belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde dava konusu edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı" gerekçesi ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

İSTİNAFA BAŞVURANIN İDDİALARI: Davalı idare tarafından; çatı örtüsünde ölçüm hatası bulunmadığı, cezaya artırım nedenleri uygulanmamasına rağmen bilirkişi ve mahkemece artırım uygulanmış gibi hesap yapıldığı, bilirkişi raporunun ve kararın hatalı olduğu ileri sürülerek kararın istinaf yolu ile incelenerek kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından; dava konusu işlemin iptaline dair kararın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek, istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmuştur.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Beşinci İdare Dava Dairesince; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 6545 sayılı Kanunun 19. maddesi ile değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:

İstinaf başvurusu; İstanbul ili, Silivri ilçesi, .... Mahallesi, 126 ada, 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapıda onaylı mimari projesine aykırı olarak yapılan imalatlar nedeniyle 3194 sayılı İmar Kanununun 42. Maddesi gereğince yapı sahibi sıfatıyla davacı şirkete 113.283,86-TL idari para cezası verilmesine ilişkin Silivri Belediye Başkanlığı'nın 25.02.2016 tarih ve 270 sayılı kararının iptali istemiyle açılan davada; davanın reddine karar veren İstanbul8.İdareMahkemesinin 27.03.2018tarihve E:2016/750, K:2018/652sayılı kararının davacı tarafından kaldırılması istemine ilişkindir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "istinaf" başlıklı (Değişik 6545 S.K./19. md.) 45. maddesinin 4. fıkrasında; Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu hâlde bölge idare mahkemesi işin esası hakkında yeniden bir karar verir." 6. fıkrasında ise, "Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir. “hükümleri yer almaktadır.

3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesinde: "Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur. Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshasıda muhtara bırakılır. Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister. Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir. Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir." hükmüne yer verilmiştir.

3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde yapı sınıfı ve grubu dikkate alınmak suretiyle maddede belirtilen miktar ile yapının alanının çarpılması sonucu temel ceza miktarının hesaplanacağı ve bu miktar üzerinden (c) bendinin alt bentlerinde belirtilen artırım sebepleri için gösterilen oranlar uyarınca bulunan miktarların eklenmesi sonrasında toplam ceza miktarının bulunacağı belirtilmiş olup, söz konusu (c)bendinde ise artırım sebepleri sayılmış, bu artırım sebepleri uyarınca tespit edilen miktarların (a) ve (b) bentlerinde belirtilen şekilde tespit edilen para cezalarının miktarına göre ayrı ayrı hesap edilerek ilave olunacağı, para cezalarına konu olan alanın hesaplanmasında, aykırılıktan etkilenen alanın dikkate alınacağı hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen düzenlemelere göre, ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapıların yıkımına ve para cezası verilmesine karar verilebilmesi için, idarece yapı hangi aşamasında olursa olsun yapı tatil tutanağının düzenlenmesi vebu tutanakta ruhsata aykırılıkların somut ve ayrıntılı olarak belirtilmesi gerekmektedir.

Dava dosyanın incelenmesinden; İstanbul ili, Silivri ilçesi, .... Mahallesi, 126 ada, 1 parsel sayılı taşınmazda mimari projesine aykırı olarak 1. normal katın 8.50x27.35m boyutunda büyütüldüğü ve mimari projesinde bulunmayan çatı katının ilave edildiğinden bahisle 07.04.2010 gün ve 2010/3-9 sayılı yapı tatil tutanağı düzenlendiği, bu tutanak esas alınarak yapı sahibi ve aynı zamanda yapı müteahhidi olan davacı şirkete ayrı ayrı para cezası verilmesine ilişkin 16/04/2010 günlü, 505 sayılı Silivri Belediye Encümeni kararı tesis edildiği, bu işleme karşı açılan davada, İstanbul 7. İdare Mahkemesi'nin 29/03/2011 günlü, E:2010/1159, K:2011/530 sayılı kararı ile uyuşmazlığa konu para cezası belirlenirken hatalı bir ceza arttırım nedeninin uygulanmış olması (c-13) karşısında dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Danıştay 14. Dairesinin 11/12/2012tarihli, E:2011/13109, K:2012/9463 sayılı kararıyla dava konusu işlemle verilen para cezasının hesaplanmasına ilişkin hesap raporunda, yapının 3/A sınıfı kabul edilerek 5130,61 metrekare üzerinden para cezasının hesaplandığı, bununla birlikte, dava konusu işleme esas alınan 1.2.2010 günlüyapı tatil tutanağında; ruhsata aykırı olan ve aykırılıktan etkilenen alanın yüzölçümüne ilişkin açık bir tespitin yer almadığı görülmekte olup, eksik tespite dayalı olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, diğer yandan davacı şirkete ruhsata aykırılıktan dolayı para cezası verilirken, hem yapı sahibi, hem de yapı müteahhidi olması nedeniyle aynı cezanın iki kez verildiği görüldüğünden, dava konusu işlemde bu açıdan da hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle kararın gerekçeli olarak onandığı, bu arada İstanbul 7. İdare Mahkemesi'nin iptal kararı üzerine henüz temyiz aşaması devam ederken 08.09.2011 günlü, 1367 sayılı Silivri Belediye Encümeni kararıyla, anılan Mahkeme kararı gerekçesine uygun şekilde, bahsi geçen artırım uygulanmaksızın ancak yine her bir sorumluluk için ayrı ayrı olmak üzere davacı şirket adına para cezası verildiği, bu işleme karşı açılan davanın İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 20.11.2012 günlü, E:2012/870, K:2012/2043 sayılı kararıyla reddedildiği, kararın davacı tarafından temyiz edildiği, Danıştay 14. Dairesinin 22.04.2015tarihli, E:2013/4953, K:2015/3278 sayılı kararıyla ilk para cezasına ilişkin işlemin temeline ilişkin aykırılıklar bulunduğu, öte yandan mükerrer ceza uygulamasının da yerinde olmadığı gerekçesiyle bozulduğu, İstanbul 4. İdare Mahkemesinin15/01/2016 günlü, E:2016/33, K:2016/34 sayılı kararıyla bozma kararına uyularak "dava konusu işlem, yalnızca para cezasına uygulanan artırım yönünden hukuka aykırılık gören Mahkeme kararının gerekçesine uygun olarak tesis edilmiş ise de, Danıştay 14.Dairesi tarafından bu kararın gerekçesinin değiştirilmesi suretiyle onandığı, bu kararın incelenmesinden ise, ilk para cezasına ilişkin işlemin temeline ilişkin aykırılıklar bulunduğu, öte yandan mükerrer ceza uygulamasının da yerinde olmadığı anlaşıldığından, yalnızca 3194 sayılı Kanunun 42.2/ maddesinin c-13. alt bendi uygulanmaksızın tesis edilen işlemin bu haliyle Danıştay 14. Dairesinin kararına uygun olmadığı görüldüğünden dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı" gerekçesiyle dava konusu işlemin iptal edildiği, bu kez aynı yapı tatil tutanağı esas alınarak davacı şirkete 113.283,86 TL idari para cezası verilmesine ilişkin 25/02/2016 gün ve 270 sayılı encümen kararının alındığı, bunun üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı görülmektedir.

Olayda; her ne kadar davalı idarece yargı kararları doğrultusunda işlem tesis edildiğinden bahisle bu kez mükerrer ceza ve 3194 sayılı Kanunun 42.2/ maddesinin c-13. alt bendi uygulanmaksızın dava konusu para cezası verilmiş ise de; yukarıda anılan Danıştay 14. Dairesinin 11/12/2012tarihli, E:2011/13109, K:2012/9463 sayılı kararında hukuka aykırı olarak mükerrer ceza uygulanmasının yanı sıra ruhsata aykırı olan ve aykırılıktan etkilenen alanın yüzölçümüne ilişkin açık bir tespitin yer almadığı yapı tatil tutanağının eksik tespitlere dayanması nedeniyle dava konusu işlemin hukuka uygun bulunmadığının belirtilmesi karşısında, usulüne uygun yeni bir tutanak düzenlenerek davacı hakkında para cezası uygulanması gerektiği açıktır.

Bu durumda; para cezası uygulanması için yeterli tespitler içermediği yargı kararı ile sabit olan yapı tatil tutanağı esas alınarak tesis edilen işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yönündeki ilk derece Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1-2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca İSTİNAF BAŞVURUSUNUNKABULÜNE,

2-İstanbul8.İdareMahkemesinin 27.03.2018tarihve E:2016/750, K:2018/652sayılı kararının KALDIRILMASINA,

3-Dava konusu işlemin İPTALİNE,

4-Aşağıda dökümü gösterilen 3.228,10-TL ilk aşama yargılama gideri ile 123,10-TL İstinaf yargılama giderinin toplamı olan 3.351,20-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.700,00-TLvekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,

5-İstinaf aşamasında fazladan yatırılan 59,10-TL Yürütmeyi durdurma harcının istemi halinde davacıya iadesine, artan posta giderinin mahkemesince istinaf isteminde bulunana iadesine,

6-2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45.maddesinin 6.bendi gereğince kararın taraflara tebliği için dosyanın ait olduğu mahkemesine gönderilmesine,

7-Aynı Kanun maddesi uyarınca kesin olarak 18.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Öne Çıkanlar