Konya BAM 3. H.D. 2021/1142 E. 2021/1154 K.

21-10-2021

Özeti: Dava trafik kazası sebebiyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazminine yöneliktir. Kazanın otomobilin seyir yönüne göre yolun sağındaki banket üzerinde duran davalı yönetimindeki traktörün arka kesimine vurması şeklinde gerçekleştiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamında yer alan kaza tespit tutanağı, tarihli bilirkişi raporu, ATK raporu ve diğer tarihli bilirkişi raporu arasında çelişki olduğu ortadadır. Mahkemece ceza dosyasındaki soruşturma aşamasında düzenlenen rapor ve kaza tespit tutanağında isnat edilen kusur durumu ile raporda isnat edilen kusur durumları arasında çelişki mevcut olmasına rağmen bu çelişki giderilmeden karar verilmiştir. Bu durumda Trafik kaza tespit tutanağı ve alınan bilirkişi raporu arasındaki kusur dağılımına ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece, Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan kusur dağılımına ilişkin, çelişkilerin giderilmesi yönünde denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetli görülmediğinden davalılar istinaf başvurusunun yerinde olduğu değerlendirilerek kararın kaldırılmasına dair hüküm kurulmasına karar vermek gerekmektedir.

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:

Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Olay günü 05.10.2019 tarihinde, müvekkili .... maliki olduğu ..... plaka numaralı araç, sürücü .... sevk ve idaresinde sabah saat 07.30 sıralarında Cihanbeyli istikametinden Konya istikametinde seyir halindeyken, gidiş yönüne göre sağdaki bankette hiçbir önlemini almadan, hiçbir ikaz veya uyarı işareti koymaksızm durur vaziyette olan sürücü .... sevk ve idaresinde olan .... plakalı traktörün arka kısmına çarpması sonucunda işbu elim trafik kazası meydana geldiğini, gerçekleşen kaza sonrasında .... hayatını kaybettiğini, müteveffa .... mirasçısı olarak, eşi .... ile kızları .... .... ve .... kaldığını, kazada eşi ..... şoför, müteveffa ..... ve .... yolcu pozisyonunda olduğunu, kazaya sebebiyet veren ..... plakalı traktörün sigortalısı tespit edilemediğini, kazanın oluşumunda 05.10.2019 tarihli düzenlenen kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere ..... plakalı traktör sürücüsü ..... durma veya duraklama yaptığı durumda gerekli tedbiri almadığından 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 59. Maddesini ihlal ettiğini, olay ile ilgili Konya .. Ağır Ceza Mahkemesinin .... Esas sayılı dosyası üzerinden ceza kovuşturması devam ettiğini, kaza nedeniyle araçta bulunan sürücü .... ve yolcu konumunda olan .... yaralandığını, müvekkillerinin tedavisi uzun bir süre devam ettiğini, kaza tarihinde 58 yaşında olan 18.12.1961 doğumlu müvekkili .... müteveffa ile 20 yılı aşkın süredir evli olduğunu, eşi ve çocuklarıyla mutlu bir yaşantı sürdürmekteyken elim kaza sonucunda hem hayat arkadaşını kaybetmiş hemde yaralanması sebebiyle bir süre bakıma muhtaç hale geldiğini, olayın etkisi müvekkilinin hafızasında derin iz bıraktığını, kaza tarihinde 25 yaşında olan 30.08.1994 doğumlu müvekkili .... genç yaşında çeşitli tedavilere maruz kaldığını, annesini kaybettiğini, kaza tarihinde 20 yaşında olan 11.08.1999 doğumlu müvekkili ..... ve 28 yaşında olan 04.02.1991 doğumlu müvekkili ... tıpkı diğer kardeşleri .... gibi annelerini kaybetmiş olmanın üzüntüsünü derin bir şekilde yaşadıklarını, Manevi tazminat her ne kadar insanlardaki manevi ıstırabı gidermeye yönelik, zenginleşme amacı gütmeyen bir hukuki çare olsa da, aynı zamanda caydırıcılık unsuru da baskın olduğunu, müvekkillerinin çektiği acı ve ıstırabı başkalarının çekmemesi, verilecek kararın emsal teşkil ederek caydırıcı olması için müvekkilleri lehine talep ettikleri manevi tazminat miktarlarının kabulünü talep ettiklerini, 03.07.1966 doğumlu .... lisans mezunu ev hanımı olduğunu, mirasçıları 18.12.1961 doğumlu eşi ... ve 11.08.1999 doğumlu .... 20 yaşında hukuk fakültesi öğrencisi olduğunu, eş ve annesinin desteğinden yoksun kaldığını, müteveffanın desteğinden yoksun kalan müvekkilleri için .... (Güvence Hesabı) 20.11.2019 tarihinde başvuru yapıldığını, başvuru üzerine taraflarına bir miktar ödeme yapılsa da bu ödemenin yetersiz olduğunu, Destekten yoksun kalma tazminat hesaplarının müvekkillerinin yaş, öğrenim durumları, meslek grupları gibi hususların gözetilmesini, .... hukuk fakültesi öğrencisi olması nedeniyle tazminat hesabının asgari ücretten değil ilgili meslek kuruluşlarından sorulacak emsal ücret araştırması neticesinde hukuk fakültesini bitirdiğinde alabileceği ücret üzerinden destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin yapılmasını, kaza nedeniyle müvekkillerinin hayati fonksiyonlarını etkileyecek şekilde yaralandığını, bu nedenlerle her türlü fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak; meydana gelen ölüm olayı için; müvekkili Halil Kayhan lehine, eşini kaybetmiş olmasından dolayı kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 25.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini, (.... (Güvence Hesabı) hariç olmak üzere, diğer davalı .... tahsiline), müvekkili .... lehine, annesini kaybetmiş olmasından dolayı kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 25.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini, (Manevi tazminatın ....) hariç olmak üzere, diğer davalı .... tahsiline),müvekkili .... lehine, annesini kaybetmiş olmasından dolayı kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 25.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini, (Manevi tazminatın .... (Güvence Hesabı) hariç olmak Üzere, diğer davalı .... tahsiline),müvekkili .... lehine, annesini kaybetmiş olmasından dolayı kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 25.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini, (.... (Güvence Hesabı) hariç olmak üzere, diğer davalı ..... tahsiline), müvekkili .... ve ..... lehlerine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası olarak, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ayrı ayrı 100 TL destekten yoksan kalma tazminatına hükmedilmesini, (Maddi tazminatların, .... (Güvence Hesabı) açısından temerrüt tarihi itibariyle avans faizine hükmedilme talebiyle, diğer davalı .... için ise kaza tarihi itibariyle bu davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline), yaralanma olayı için; .... ve .... lehlerine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası olarak, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ayrı ayrı 50,00'şer TL geçici İş göremezlik tazminatına hükmedilmesini, .... ve .... lehlerine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası olarak, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ayrı ayrı 50,00’şer TL öngörülemeyen tedavi masraflarına hükmedilmesini, ..... ve ..... lehlerine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası olarak, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ayrı ayrı 50,00'şer TL bakım ve bakıcı giderleri tazminatına hükmedilmesini, ..... lehine, hayati fonksiyonlarım etkileyecek şekilde yaralanmış olmasından dolayı kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini, (Manevi tazminat, Güvence Hesabı hariç olmak Üzere diğer davalı ..... tahsiline), İleride telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğmasının önlenmesi adına kazaya karışan .... plaka sayılı römorkun kaydına ihtiyaten tedbir konulmasını, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı .... vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun olmadığını, müvekkilinin trafik kazasına karışan .... plakalı aracın maliki olduğunu, ..... plakalı araç sürücüsü olan .... asli kusurlu olduğunu, Konya ..Ağır Ceza Mahkemesi .... sayılı dosyaya gelen adli raporda müvekkilinin kusursuz .... asli kusurlu olduğunun bildirildiğini, davacı sürücü .... yönetimindeki .... plaka sayılı otomobil ile Cihanbeyli ilçesi istikametinden Konya ili istikametine doğru seyretmekte iken olay mahalline geldiğinde, seyrine göre yolun sağındaki banket üzerinde hareket etmekte olan müvekkili .... yönetimindeki .... plaka sayılı traktörün arka kesimine, kendi aracının ön kısmı ile çarpması sonucunda ölüm ve yaralanma ile neticelenen dava konusu kaza meydana geldiğini, yolun düz, eğimsiz, zemini asfalt, yüzeyi kuru, gündüz vakti, görüş açık olduğunu, .... şehirler arası yolda araçların gittiği birinci şeritten banket şeridine kayarak hiç frene basmayarak kazaya sebebiyet vermesi uyumuş olduğunun göstergesi olduğunu, Davacı .... yeterli özeni göstermeyerek tarlasına inmekte olan müvekkili idaresindeki traktöre rağmen mevcut suretiyle bankete girip traktöre önlemsizce çarptığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile asli kusurlu olduğu, geceden İstanbul’dan yola çıkan davacının hiç uyumayarak sabaha karşı Konya Cihanbeyli ilçesinde gün doğarken ve yol yorgunluğu ile gece uyumamış olmanın etkisi ile kazaya sebebiyet verdiğini, olaydan sonrada şikayetçi olmadığını söylediğini, Davacı yan .... ağır kusurunu müvekkilinin üzerine bırakmaya çalıştığını ve tazmin isteminin ötesinde sebepsiz zenginleşme çaba ve gayreti içerisinde olduğunu, davacı yana ZMMM poliçesini düzenleyen sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin ve SGK tarafından bağlanan gelirlerin ve yapılan ödemelerin, ortaya konması gerektiğini, Davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerin zenginleşmeye yönelik olduğunu, bu nedenle taleplerin reddi gerektiğini, müvekkilinin elem, acı ve ızdırap duyduğunu, davacı yan tarafından emekli bir öğretmenin bütün hayatını toplasa elde edemeyeceği bir para ile tazminat talepleri karşısında neye uğradığını şaşırdığını, olay nedeniyle kusurlu bulunmayan müvekkilinin maddi ve manevi tazminat ödemesinin hukuka, ahlaka ve vicdana uymadığını, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerine tahmilini, aksi kanaatte ise Konya .. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan davanın sonuçlanmasının beklenilmesini talep etmiştir.

Davalı Güvence Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların usulüne uygun bir başvurusunun bulunmadığını, müvekkiline başvuru esnasında belirlenen evrakların sunulması gerektiğini, lazımdır. Ortada hukuken usulüne uygun herhangi bir başvuru bulunmadığı için KTK'nın md.97/1 maddesi yerine getirilmemiş ve dava şartının gerçekleşmediğini, davacıların davasının dava şartı yoluğundan dolayı usulden reddilmesi gerektiğini, Destekten yoksun kalma tazminatı talebi üzerine davacılara müvekkili Güvence Hesabı tarafından başvuru üzerine davacı .... 78.500,00 TL, davacı .... 5.190,00 TL ödeme yapıldığını, davacıların bu yöndeki taleplerinin reddine karar verilmesini, müvekkilinin mesuliyetinin kusur oranı ve kazanın gerçekleştiği tarihte geçerli olan sigorta teminat limitleriyle sınırlı olduğunu, davacıya zarar veren motorlu aracın geçerli bir sigorta poliçesi bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, Geçici iş göremezlik zararı, geçici bakıcı gideri, rapor, cenaze ve defin, ulaşım, yemek giderlerinin tazmini yönündeki taleplerin 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları uyarınca teminat dışında olduğunu, davacılara SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, davacı 18 yaşından gençse fiilen herhangi bir işte çalışmadığından geçici iş göremezlik zararı hesaplanmaması gerektiğini, davacı emekli ise emeklilik döneminde davacının fiilen çalıştığının ispatlanması gerektiğini, davacılar vekilinin davacı ..... hukuk fakültesi öğrencisi olduğu ve destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında ilgili meslek kuruluşundan fakülteyi bitirdiğinde alabileceği ücrete göre hesaplama yapılmasına yönelik talebinin yerinde olmadığını, destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamasında esas olan müteveffanın gelir durumu olduğunu, davacının maluliyet oranı, %0-%69 aralığına denk geldiği takdire davacılar yönünden bakıcı gideri hesabı yapılmaması gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğu yönünde iddia edilen kusurlu hali ve kusur oranını kabul etmediklerini, müterafik kusur halleri mevcut olduğundan yerleşik Yargıtay uygulaması gözetilerek hesaplanan tazminat tutarından en az %20 indirim yapılması gerektiğini, müteveffa ..... bulunmuş olduğu koltuktaki emniyet kemerinin takılı olmadığı tespit edildiğinden müteveffanın kusurlu olduğunu, bu sebeple hesaplanan tazminat tutarından Yargıtay içtihatları doğrultusunda indirim yapılması gerektiğini, müvekkiline usulüne uygun bir başvuru yapılmadığı için müvekkilinin dava tarihinden önce temerrüde düşmediğini, ayrıca müvekkilinin bir ticari şirket olmadığı için davacı tarafça talep edilen avans faizi hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle davacıların haksız davasının öncelikle usulden reddini, mahkememiz aksi kanaatte ise esastan reddini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:

İlk derece mahkemesinin kararı ile; "İşbu dava; Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasıdır.

Eldeki dava trafik kazası sebebiyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazminine yöneliktir.

Dosya muhtevasının incelenerek değerlendirilmesinde; kazanın 05/12/2019 günü saat 07:30 sıralarında ..... yönetimindeki otomobil ile Cihanbeyli istikametinden Konya istikametine doğru seyretmekteyken, seyir yönüne göre yolun sağındaki banket üzerinde duran davalı .... yönetimindeki traktörün arka kesimine vurması şeklinde gerçekleştiği anlaşılmıştır.

Yapılan yargılama toplanan deliller ve tüm dosya muhtevası dikkate alınarak mahkememizce düzenlettirilen 06/01/2021 tarihli kusur raporunda; sürücü .... KTK 56/1 - A maddesinde belirtilen Karayolu Şerit Kurallarını ihlal ettiği, davalı ..... kazanın gerçekleşmesinde herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

İlgili rapora karşı davacı vekilinin itirazlarında; davalı .... hiç bir önlem almadan banket üzerinde duraklaması nedeniyle kusurlu olduğu, mahkememizce düzenlettirilen rapor ile Cihanbeyli Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlettirilen rapor ve kaza tespit tutanağındaki kusur isnadına ilişkin kusurların çelişkili olduğu beyan edilmiştir.

06/01/2021 tarihli kusur raporu değerlendirildiğinde; davacı vekilinin itirazlarında bahsettiği, davalı ..... ait aracın banket üzerinde duraklaması hususu ve trafik görevlilerince düzenlenen kaza tespit tutanağı ile soruşturma aşamasında düzenlenen 16/12/2019 tarihli bilirkişi raporundaki kusur isnatları ile çelişen hususların değerlendirildiği ve sonuç kanaatin bildirildiği anlaşılmış olup; her ne kadar soruşturma aşamasında düzenlenen 16/12/2019 tarihli rapor ve kaza tespit tutanağında isnat edilen kusur durumu ile mahkememizce düzenlettirilen 06/01/2021 tarihli raporda isnat edilen kusur durumları arasında çelişki mevcut ise de, bu çelişkinin mahkememizce düzenlettirilen raporda ayrıntılı şekilde giderildiği, kaza tespit tutanağının rapor mahiyetinde olmaması ve soruşturma aşamasında düzenlettirilen 16/12/2019 tarihli raporun herhangi bir ayrıntı ve gerekçe bildirmemesi nedeniyle yargılamaya esas alınacak mahiyette olmaması ayrıca dava konusu olaya ilişkin ceza yargılamasının yapıldığı Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesince düzenlettirilen 12/06/2020 tarihli ATK Trafik İhtisas Dairesinin kusur raporunda da; sürücü ..... asli kusurlu, sürücü .... kusursuz olduğunun tespit edilmesi hususları nazara alınarak davacı vekilinin kusur raporuna itirazlarının reddi ile ayrıntılı gerekçeli denetlenebilir 06/01/2021 tarihli kusur raporu mahkememizce yargılamaya esas alınmıştır.

Dolayısıyla davalının ve bu davalının aracının sigortalısının sorumluluğunun doğabilmesi için;

Türk Borçlar Kanununun 49. Maddesi gereğince; " kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.

Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür." hükmüne amirdir.

Zarara sebebiyet veren hukuka aykırı fiilin, fail tarafından kusurlu olarak yapılmış olmasıdır. Kusur, hukuk düzeninin kurallarının bilerek ve isteyerek yada ihmal sebebiyle ihlal edilmesi gerekecektir. Tüm dosya muhtevası ile birlikte yargılamaya esas alınan 06/01/2021 tarihli kusur raporu nazara alındığında; davalı Fikret Gök'ün meydana gelen kazada kusursuz olduğu takdir ve kanaatine varılarak davanın reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklinde davanın reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:

Davacılar vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, .... plakalı traktör sürücüsü .... durma veya duraklama yaptığı durumda gerekli tedbiri almadığından 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 59. maddesini (yerleşim birimleri dışındaki karayolunda zorunlu haller dışında duraklamak veya park etmek, zorunlu hallerde gerekli tedbirleri almadan duraklamak veya park etmek) ihlal ettiği ve işbu meydana gelen elim olayda da kusurlu olduğu hususu sübut bulduğunu, ancak Yerel Mahkemece ceza dosyasındaki soruşturma aşamasında düzenlenen 16/12/2019 tarihli rapor ve kaza tespit tutanağında isnat edilen kusur durumu ile 06/01/2021 tarihli raporda isnat edilen kusur durumları arasında çelişki olmasına rağmen bu çelişkinin giderilmeden karar verildiğini, dosya kapsamında yer alan kaza tespit tutanağının 16/12/2019 tarihli bilirkişi raporu, ATF raporu ve 06/01/2021 tarihli bilirkişi raporu arasında çelişki olduğunun ortada olduğunu, gözetilmesi gereken bir diğer hususun da, bankette hiç bir önlemini almadan, hiç bir ikaz veya uyarı işareti koymaksızın durma halinde olan davalı sürücünün sevk ve idaresindeki traktörün kusurlu olduğu hususu olduğunu, sürücünün ifade tutanağı ve soruşturma dosyasındaki ifadesindeki beyanlarında da park etmesini gerektiren bir zorunluluk olmasına rağmen önlem almadan durduğunu ikrar ettiğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.

Konya .. Ağır Ceza Mahkemesi ..... E. Sayılı dosya kapsamında aldırılan 12.06.2020 tarihli Adli Tıp Kurumu trafik ihtisas dairesi tarafından kusura ilişkin hazırlanan rapor ile işbu dosya kapsamında alınan 06.01.2021 tarihli trafik bilirkişi raporunda davalı .......'ün kusursuz olduğu, davacı müvekkilimiz .........'ın ise asli kusurlu olduğu, 05.10.2019 tarihinde düzenlenen kaza tespit tutanağında ve Cihanbeyli Cumhuriyet Başsavcılığı .... soruşturma dosyası kapsamında bulunan 16.12.2019 tarihli trafik kazası bilirkişi raporunda ise davalı .... KTK 59 kusurunu ihlal ettiğini ve tali kusurlu olduğu, müteveffanın ise 56/1A kusurunu ihlal ettiğini ve asli kusurlu olduğu belirtilmiştir. Dosya kapsamında yer alan kaza tespit tutanağı, 16.12.2019 tarihli bilirkişi raporu, ATK raporu ve 06.01.2021 tarihli bilirkişi raporu arasında çelişki olduğu ortadadır.

Mahkemece ceza dosyasındaki soruşturma aşamasında düzenlenen 16.12.2019 tarihli rapor ve kaza tespit tutanağında isnat edilen kusur durumu ile 06.01.2021 tarihli raporda isnat edilen kusur durumları arasında çelişki mevcut olmasına rağmen bu çelişki giderilmeden karar verilmiştir.

Bu durumda Trafik kaza tespit tutanağı ve alınan bilirkişi raporu arasındaki kusur dağılımına ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru değildir. (Nitekim Yargıtay 17. Hd nin 2016/19917 esas 2017/10871 karar sayılı emsal ilamı)

Bu halde mahkemece, İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek 3 kişilik uzman bilirkişi kurulundan kusur dağılımına ilişkin, çelişkilerin giderilmesi yönünde denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmediğinden davalılar istinaf başvurusunun yerinde olduğu değerlendirilerek HMK 353/I-a-6. maddesi kapsamında kararın kaldırılmasına dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,

2-Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,

3-İstinaf eden davacılar tarafından yatırılan, başvurma harçları dışında kalan, istinaf karar harçlarını talep halinde davacılara iadesine,

4-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan masrafların İlk Derece Mahkemesi tarafından verilecek nihai kararda hüküm altına alınmasına,

5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,

7-Konya .. İcra Dairesinin .... Esas sayılı dosyasına davacılar tarafından yatırılan 17.809,01 TL tutarlı teminatın İİK 36/5 maddesi gereğince talep halinde ilgilisine iadesine,

Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m.353 uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/09/2021

Öne Çıkanlar