Konya BAM 3. H.D. 2021/1208 E. 2021/1275 K.

21-10-2021

Özeti: Dava, taşkın hacizden kaynaklı manevi tazminat davasıdır. Davalı limited şirket olup tacir kişilerin basiretli davranma mecburiyetleri bulunmakla birlikte vekili vasıtası ile yürüttüğü iş ve eylemleri nedeni ile tüzel kişiliğin manevi sorumluluğuna gidilemeyeceği bu durumda davacı aleyhinde haksız icra takibi yapılmasına davalının neden olduğunun söylenemeyeceği anlaşılmaktadır. Davacı kişilik haklarının zedelendiği iddiasını somutlaştırıp belgelendiremediğinden, manevi olarak zarar gördüğü hususunda dosya kapsamı itibarı ile mahkemede tam vicdani kanaat de oluşmadığından, manevi tazminat koşullarının somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince davacının davasının reddine karar verildiği görülmüştür. İlk Derece Mahkemesi hükmüne karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Mahkemenin kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de vekil tarafından verilen dilekçe ile istinaf talebinden feragat ettiğini bildirmiş, vekaletnamede feragat yetkisi olduğu görülmüştür. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ilgili maddesi uyarınca istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmektedir.

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:

Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; Müvekkili firmanın davalı şirketten olan alacağının tahsili amacıyla İstanbul ...İcra Müdürlüğü'nün .. Esas sayılı dosyasından başlatılan takibe yönelik olarak davalı şirket vekili tarafından " İstanbul ..İcra Hukuk Mahkemesi' nde 'Memur muamelesini şikayet' davası açıldığını, Mahkeme tarafından yasaya aykırı olarak duruşma yapılmadan açılan davanın kabulüne karar verildiğini ve davacı lehine de 550,00 TL ilam vekalet ücreti ile 71,20 TL yargılama giderinin müvekkili şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesine karar verildiğini, açılan davada müvekkili şirketin kusuru bulunmadığından hüküm altına alınan ilam vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden kararın tehiri icra talepli olarak istinaf edildiğini, istinaf aşamasında karşı tarafın ilamlı takip başlatıp başlatmadığını tespit edemediklerinden tehir'i icra kararı için İcra Müdürlüğü'ne müracaat imkanlarının da bulunmadığını, bilahare müvekkili şirket hakkında Konya ..İcra Müdürlüğünün .... Esas sayılı dosyasından ilamlı icra takibi başlatıldığı, düzenlenen ödeme emrinin ise müvekkili şirketin vekillerinden olan ... adına değil, müvekkili şirketle ilgisi bulunmayan ve İstanbul Barosu'na kayıtlı aynı isimdeki ... tebligat çıkartılarak hatalı işlem yapıldığını ve bu işlem neticesi başlatılan takibin kesinleşmesini müteakipte müvekkili şirketin tüm gayrimenkul malları ile araçları üzerine haciz tatbik edildiğini, müvekkili firmanın Türkiye'de saygın bir firma olması ve yaptığı ticaret gereğince gayrimenkul mallar ile araçları üzerine haciz konulmasının firmanın yaptığı ticareti büyük ölçüde zarara uğratmasının kaçınılmaz olacağını, müvekkili firma hakkında davalı şirket tarafından başlatılan icra takibinde yanlış vekile tebligat yapılarak takibin kesinleşmesinden sonra haciz işlemlerinin uygulanmasını bilahare öğrendiklerini ve derhal gerekli ödeme yapılarak hacizlerin kaldırılmasını sağladıklarını belirterek; yanlış vekile tebligat yapılarak kesinleştirilen icra dosyasından yapılan haciz işlemleri nedeniyle 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak ; Davacı tarafın iddialarının hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunu, müvekkili lehine hüküm altına alınan alacaklara yönelik olarak Konya .. İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasından ilamlı icra takibi başlatıldığını, İ.İ.K.nun 60. Maddesinde açıklandığı üzere "Alacaklı taraf İcra Müdürlüğü'ne icra takibi başlatacağında bir ödeme emri ile müracaat eder, İcra Müdürlüğü tarafından ödeme emri incelendikten sonra düzenlenecek olan icra emrini borçlu tarafa veya vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ eder, " hükmünü içerdiğini, bu hüküm doğrultusunda İcra Müdürlüğü tarafından yanlış tebligat yapılmasında müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını ayrıca takibin kesinleşmesinden sonra borcun ödenmemesi nedeniyle borçlu şirkete ait menkul ve gayrimenkul malların sorgusunun yapılarak kayıtlarına haciz konulmasının talep edildiğini, bu talebin usule aykırı bir yönünün bulunmadığını, kaldı ki davacı/borçlu şirketin ne miktar menkul ve gayrimenkul mal varlığının bulunduğunun, bunların borcu karşılayıp karşılamayacağını bilmelerinin de mümkün olmadığını, şayet taşkın haciz iddiası var ise bunun davacı şirket tarafından İcra Müdürlüğünün işlemlerini denetleyecek olan İcra Mahkemesine taşınmasının gerektiğini, kaldı ki kesinleşmiş icra takibi nedeniyle gerekli haciz işlemleri yapılmasının sadece alacağın tahsiline yönelik olduğunu, karşı tarafa zarar verme kastının bulunmadığını belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:

Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas 2021/183 karar sayılı gerekçeli kararında özetle; "...dava, taşkın hacizden kaynaklı manevi tazminat davasıdır.

Yukarıda izah edilenler, ilgili icra dosyası, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; alacaklı .... vekili tarafından borçlu ....i aleyhine İstanbul ...İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayı dosyasından 31.12.2018 tarihinde 62.295,86 TL alacağın tahsili amacıyla genel haciz yolu ile ilamsız takipte, örnek 7 numaralı ödeme emri ile icra takibi başlatıldığı, borçlu şirket vekili tarafından icra takibine süresinde itiraz edilmesine karşın itiraz dilekçesinin icra dosyasına girmemesi nedeniyle takibin kesinleştirildiği, borçlu .... vekili tarafından itiraz edildiği halde takibin kesinleştirilmesi nedeniyle İstanbul ..İcra Hukuk Mahkemesi' nde 01.04.2019 tarihinde "İcra Memur Muamelesini" şikayet davası açıldığı, Mahkemece 27.11.2019 tarih ... Esas ... Karar sayılı ilam ile " şikayetin kabulüne, İstanbul ...İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasından icra müdürlüğü'nün takibin devamı yönündeki işleminin iptali ile borçlu aleyhine yapılan işlemlerin ve borçlu şirketin malları üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına" " davacı ... lehine 550,00 TL ilam vekalet ücreti ile 71,20 TL yargılama giderinin alacaklı....' den alınarak borçlu şirkete verilmesine" şeklinde karar verildiği, alacaklı ... vekili tarafından Konya .. İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayı dosyasından ilamlı icra takibi başlatıldığı, ancak yanlış vekile tebligat yapılması nedeniyle takibin kesinleştirildiği ve talep üzerine borçlu .... adına kayıtlı 84 araç ve 36 parça gayrimenkul ün kaydına haciz konulduğu, ancak haciz konulan araçların kaydına yakalama şerhi konulmadığı için araçların borçlu şirket tarafından fiilen kullanılmasının engellenmediği, borçlu şirket adına kayıtlı araçların ve gayrimenkullerin kaydına 07.01.2019 tarihinde konulan hacizlerin dosya borcunun 09.01.2020 tarihinde ödenmesi nedeniyle 09.01.2020 tarihinde kaldırıldığı ve araçlar ile gayrimenkuller üzerindeki haciz süresinin 2 (iki) gün süreyle kaldığı, uğranılan zarar nedeni ile sorumlular hakkında .... vekili tarafından Konya Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayette bulunulduğu, soruşturmanın neticesinde ilgililer hakkında Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, Konya .. İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı icra takibinde alacaklı ... adına vekili Konya Barosu'na kayıtlı Av. ... tarafından UYAP Avukat Portal üzerinden 10.12.2019 tarihinde genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinin başlatıldığı, yine Av. ... tarafından UYAP Avukat Portalı üzerinden Alacak kalemlerinin girildiği, Borçlu ... vekili olarak ... borçlu vekili olarak eklendiği, alacaklı şirket vekili Av. ... tarafından UYAP Avukat Portalı üzerinden gönderilen takip talebi üzerine İcra Müdürlüğü tarafından İcra emri düzenlenmek suretiyle yine Av. ... tarafından portal üzerinden borçlu ... vekili olarak eklenen ... ödeme emrinin tebliğ edildiği, Konya .. İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasında.... vekili olarak kayıt edilen ve ödeme emrinin tebliğ edildiği ... sistemde kayıtlı adresinin farklı olduğu, bu hali ile alacaklı .... vekili Av. ... tarafından UYAP Avukat Portalı üzerinden Konya ..İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibinde ... vekilinin hatalı kayıt edilmesi nedeniyle ödeme emrinin de hatalı kayıt edilen vekile tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin talebi üzerine borçlu ... adına kayıtlı tarafından tespit edilen 84 araç ve 36 parça gayrimenkulün kaydına haciz konulduğu, ancak haciz konulan araçların kaydına yakalama şerhi konulmadığı için araçların borçlu şirket tarafından fiilen kullanılmasının engellenmediği, borçlu şirket adına kayıtlı araçların ve gayrimenkullerin kaydına 07.01.2019 tarihinde konulan hacizlerin dosya borcunun 09.01.2020 tarihinde ödenmesi nedeniyle 09.01.2020 tarihinde kaldırıldığı ve araçlar ile gayrimenkuller üzerindeki haciz süresinin 2 (iki) gün süreyle kaldığı, söz konusu hacizler nedeniyle davacı şirketin ticari ilişkilerini aksatmak suretiyle onu zarara uğratan/uğratacak herhangi bir delil ve belgenin dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır.

Türk Borçlar Kanunu 49/1. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”

Türk Borçlar Kanunu 50. maddesi “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.

Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.”

Türk Borçlar Kanunu 52. maddesi “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.

Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.”

Türk Borçlar Kanunu 58. maddesi “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.

Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.”

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi hükmüne göre, kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken, saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.

Davalı limited şirket olup tacir kişilerin basiretli davranma mecburiyetleri bulunmakla birlikte vekili vasıtası ile yürüttüğü iş ve eylemleri nedeni ile tüzel kişiliğin manevi sorumluluğuna gidilemeyeceği bu durumda davacı aleyhinde haksız icra takibi yapılmasına davalının neden olduğunun söylenemeyeceği anlaşıldığından, ayrıca davacı kişilik haklarının zedelendiği iddiasını somutlaştırıp belgelendiremediğinden, bu nedenle manevi olarak zarar gördüğü hususunda dosya kapsamı itibarı ile mahkemede tam vicdani kanaat de oluşmadığından, manevi tazminat koşullarının somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmakla davacının davasının REDDİNE DAİR karar vermek gerekmiştir." şeklinde davanın REDDİNE karar verildiği görülmüştür.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:

Davacı vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; istinaf başvurusunun taraflarınca yapıldığı anda borçlu şirket tarafından herhangi bir ilamlı icra takibi yapılıp yapılmadığının bilgileri dahilinde olmadığını, davalının mezkur karara binaen ilamlı takip yapması halinde de teminat yatırmak sureti ile mehil vesikası alınarak istinaf incelemesi süresince olası ilamlı takibin durdurulmasının amaçlandığını ancak müvekkile davalının ilamlı icra takibine ilişkin herhangi bir icra emrinin tebliğ edilmediğini, 09/01/2020 tarihinde müvekkil şirketin 105 adet motorlu aracı, 46 adet gayrimenkulü, bankalarda bulunan mevduat ve vadeli hesapları ve bir miktar mal varlığı kaydına Konya ..İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasından haciz şerhi işlendiğini fark ettiklerini, o ana kadar böyle bir ilamlı takipten müvekkil şirketin haberdar olmadığını, Konya ..İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasının Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi üzerinden 11.12.2019 günü saat 14:27'de ... vekili ... ... numaralı UETS adresine gönderildiğinin müşahede edildiğini ancak burada yanlışlık olduğunu, ... vekili Av.... UETS'de kayıtlı adresi Konya ..İcra Müdürlüğü'nün icra emrini gönderdiği ... numara olmadığını, yanlış UETS adresine tebligat çıkartılmasına karşı dava haklarının saklı olacağını, davaya konu ilamlı icra takip dosyasının zararın büyümemesi için müvekkil şirket tarafından ödeme suretiyle kapatılmış olmasına rağmen icra müdürlüğünce konan hacizlerin kaldırılmasına yönelik müzekkerelerin ilgili kurumlara ulaşmasının bir hayli zaman aldığını, davalı tarafından ikame edilen ilamların icrasına yönelik icra takibinde, İ… A.Ş vekili UETS adresinin UYAP'a yanlış kaydedilerek müvekkilinin aleyhine ikame edilen takipten haberinin olmadığını, usul ve yasaya aykırı şekilde takibin kesinleştirilmiş ve sektöründe ülke lideri olan müvekkilin menkul ve gayrimenkullerine haciz uygulamak suretiyle ticari itibarına halel getirildiğini, müvekkilinin ticari itibarına bu surette halel getirilmesi ile ortaya çıkan zararı para cinsindin ifade etmenin mümkün olmadığını, yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davalarının kabulüne karar verilmesini, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:

Dava taşkın hacizden kaynaklı manevi tazminat davasıdır.

Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Mahkemenin 16/03/2021 tarih ve ... Esas ... sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de vekil tarafından verilen 17/09/2021 tarihli dilekçe ile istinaf talebinden feragat ettiğini bildirmiş, vekaletnamede feragat yetkisi olduğu görülmüştür.

Bu durumda 6100 sayılı HMK.nın 349/2 maddesinin 2. cümlesi uyarınca istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle

1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.nın 349/2 maddesinin 2. cümlesi uyarınca FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE

2-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının yatıran davacılara iadesine,

3-Harç mahsup ve iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 17/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi. 17/09/2021

Öne Çıkanlar