Samsun BAM 8. H.D. 2019/1350 E. 2019/1863 K.

16-10-2021

Özeti: İşçi tarafından kıdem tazminatı ve işçilik alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun ilgili maddesi, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin ilgili maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili maddeleri gözetilerek dava öncesi ödenen arabuluculuk ücreti ile zorunlu giderlerin yargılama giderleri olarak hüküm altına alınması gerekirken buna ilişkin karar verilmemesinin hatalı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına karar verilmesi gerekir. Davalıların istinaf sebepleri yerinde görülmekle, yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmadığı açıktır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ilgili hükmü gereğince kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmektedir.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kıdem tazminatı, hafta tatili, fazla mesai, UBGT ve yıllık izin alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar vekili cevap dilekçelerinde özetle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk derece mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının …… mirasçısı olan davalılar yönünden arabulucuya başvurmadığını, arabuluculuğun 7036 sayılı yasa gereğince dava şartı olduğu, dava şartı yerine getirilmediğinden dolayı davanın reddi gerekir iken davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı, davacının iş akdini haksız olarak feshettiği, bu nedenle kıdem tazminatına hak kazanmadığı, davacının davalıdan hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını, davacının hiçbir hak ve alacağı olmadığına dair ibraname imzaladığı gerekçeleriyle istinaf yoluna başvurmuştur.

Davalılar vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde;

7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 3. maddesi "(1) Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.

(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." hükmünü içermektedir.

Dosyanın incelenmesinde; davacı vekili tarafından aleyhine dava açılan davalı ...... ile ilgili olarak dava açılmadan önce arabulucuya başvurulduğu, ancak mirasçıları olan davalılar ......, ......,......,...... ile ilgili olarak ise dava açılmadan önce arabuluk yoluna gidilmeden dava açıldığı anlaşılmaktadır. Dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. HMK 115.maddesine göre mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 3/2.maddesi gereğince arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekir. Bu bakımdan davalılar ......, ......,......,...... ile ilgili olarak dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna gidilmeden dava açıldığı anlaşılmakla bu davalılar açısından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekir iken, bu davalılar yönünden de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi hatalıdır. Bu yönden davalılar vekilinin istinaf sebepleri yerindedir. Bu nedenle mahkemece davalı ...... yönünden davanın açılmamış sayılmasına, diğer davalılar ......,......,......,...... ile ilgili olarak ise davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekir.

Re'sen kamu düzeni yönünden yapılan istinaf incelemesi sonucu ise;

Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesine göre, “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır. Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz. Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.”

Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre, “Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda tamamen veya kısmen anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz. İşe iade talebiyle yapılan görüşmelerde tarafların anlaşmaları durumunda, arabulucuya ödenecek ücretin belirlenmesinde işçiye işe başlatılmaması hâlinde ödenecek tazminat miktarı ile çalıştırılmadığı süre için ödenecek ücret ve diğer haklarının toplamı, Tarifenin İkinci Kısmı uyarınca üzerinde anlaşılan miktar olarak kabul edilir.

Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Bakanlık bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde, Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Bakanlık bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. Dava açılması hâlinde mahkeme tarafından dava öncesi ödenen arabuluculuk ücretlerine ilişkin makbuz dosyaya eklenir. Yargılama giderleri olarak hükmedilen tutar 6183 sayılı Kanuna göre tahsil edilir.

Sürecin sehven kayıt, mükerrer kayıt veya arabuluculuğa elverişli olmama nedeniyle sona erdirilmesi hallerinde arabulucuya ikinci fıkra uyarınca ücret ödenmez.

Bu madde uyarınca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Bakanlık bütçesinden karşılanır. Dava açılması hâlinde mahkeme tarafından, yapılan zorunlu giderlere ilişkin makbuz dosyaya eklenir. Yargılama giderleri olarak hükmedilen tutar 6183 sayılı Kanuna göre tahsil edilir.

Adliye arabuluculuk bürosu tarafından, adliye arabuluculuk bürosu bulunmayan yerde sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğü tarafından Bakanlık tarafından ödenen arabuluculuk ücretine ilişkin liste, ödenmek üzere Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.

Kamu görevlileri tarafından yürütülen arabuluculuk faaliyetleri sonucunda taraflarca anlaşılan ya da Tarifeye göre tahakkuk edecek arabuluculuk ücreti, arabulucunun listesinde yer aldığı komisyona bağlı adliye arabuluculuk bürosu veya adliye arabuluculuk bürosu bulunmayan yerde sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğüne arabulucu tarafından bildirilir. Taraflar, arabulucu ücretini belirlenen tarihte adliye arabuluculuk bürosu veznesine yatırır. Adliye arabuluculuk bürosu yasal kesintileri yaptıktan sonra arabulucunun bildirmiş olduğu banka hesabına havale eder. Dava şartı olan arabuluculukta anlaşamama hâlinde düzenlenen sarf kararı gereğince ücret Cumhuriyet savcılığınca arabulucunun banka hesabına yatırılır.”

Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26. Maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/1-ç ve 326. maddeleri gözetilerek dava öncesi ödenen arabuluculuk ücreti ile zorunlu giderlerin yargılama giderleri olarak hüküm altına alınması gerekirken buna ilişkin karar verilmemesinin hatalı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Buna göre Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 280,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına karar verilmesi gerekir.

Tüm bu sebeplerle; davalılar vekilinin istinaf sebepleri yukarıda belirtilen hususlar yönünden yerinde görülmekle, yukarıda belirtilen hususlar yönünden yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmadığından HMK. 353/1-b.2 hükmü gereğince kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği tespit edilmiş, açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yukarıda belirtilen ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.2 hükmü gereğince KALDIRILMASINA,

1-Davalı ...... yönünden DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,

2-Davalılar ......,......,......, ...... aleyhine açılan davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞU SEBEBİYLE USULDEN REDDİNE,

3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,

4-Davacı tarafından yatırılan peşin harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

5-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT. gereğince 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,

6-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 280,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

7-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatırılan avanslardan kalan miktarın taraflara iadesine,

8-Davalılar tarafından yatırılan istinaf başvuru ve istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,

9-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, tarafların yokluğunda, 7036 Sayılı Yasa'nın 7/3 maddesi yollaması ile 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.2 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, aynı yasanın 362/1-a maddesi uyarınca kararın niteliği ve niceliği itibariyle kesin olmak üzere, 03/07/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Öne Çıkanlar