Yargıtay 2. H.D. 1970/5509 E. 1970/6637 K.

04-11-2021

Dava: Türk Dil Kurumu tarafından Cumhuriyet Halk Partisi ve Türkiye İ. Bankası aleyhlerine açılan muarazanın önlenmesi, tespit ve teslim davasının yapılan muhakemesi sonunda; verilen yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temizen icrası suretiyle tetkiki davacı kurum ve davalılardan C.H.P. tarafından istenilmekle, duruşma için tayin edilen günde Halk Partisi Genel Sekreter Yardımcısı T.G. ile Parti vekili Av. S.S.T. ve İ. Bankasını temsilen Av. S.Ö. ve mümeyyezünaleyh aynı zamanda temiz eden musaleyh vekilleri Av. T.S. ve S.K. geldiler. Açık mürafaya başlandı. Mümeyyezünaleyh vekili Halk Partisi Genel Sekreter Yardımcısının Partiyi temsilen konuşabileceği tensip edilerek tefhim kılındı. Gelenlerin konuşmaları dinlendikten sonra incelenerek karara bağlanması için başka güne bırakılması uygun görüldü: Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Uyuşmazlığın siklet merkezini, İ. Bankasının muhtelif tarihlerde yaptığı sermaye arttırımları dolayısıyla çıkardığı yeni hisse senetlerinin karlarının kime ait olduğu hususu teşkil etmektedir.

9/5/1938 tarihli vasiyetnamesi ile Atatürk, malik ulunduğu bütün nükut ve hisse senetleri ile Çankaya'daki menkul ve gayrimenkullerini C.H.P. ne terk ve vasiyet ettiğini açıkladıktan sonra nükut ve hisse senetlerinin eskisi gibi İ. Bankası tarafından nemalandırılmasını, yıllık kardan bazı hakiki kişilere belli miktarların verilmesini ve geriye kalanın da yarı yarıya olmak üzere Türk Dili ve Tarih Kurumlarına tahsis edilmesini son arzuları olarak belirtilmiştir.

1 - Münderecatından da anlaşıldığı gibi, vasiyetname ile C.H.P. mansup mirasçı, davalı Kurum irat tahsis edilen musaleyh, İ. Bankası da sırf para ve hisse senetlerinin nemmalandırılmasını temin etmek üzere vasiyeti tenfiz memuru olarak nasb ve tayin edilmişlerdir. Vasiyetname ile mülkiyet C.H. Partisine bırakılan para ve hisse senetlerini sadece nemalandırılması görevi İ. Bankasına verilmiş olup, dağıtılması konusunda bir vazife yükletilmemiştir. O halde Banka yani, tenfiz memuru senelik karı mensup mirasçıya veya onun vereceği talimata göre musalehlere vermekle mükelleftir. Vasiyetnamenin muhtevası karşısında tenfiz memuru mansup mirasçının vekili durumundadır. Yapacağı işlerde vekalet görevinin icaplarını yerine getirmek zorundadır. Kurum ile Banka arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığı ve bankanın şimdiye kadar yaptığı kar ödemelerini mahsup mirasçının nam ve hesabına vekil sıfatıyla vaki oluduğu cihetle Kurum, Bankadan herhangi bir istekte bulunamaz. Öyleyse İİ Bankası hakkındaki davanın red edilmesi M.K.nun 497. maddesi delaletiyle Borçlar K. nun 386 ve sonraki maddelerine uygundur.

2 - Davacı M.K.nun 464. maddesi gereğince kendisine ölüme bağlı tasarrufla irat tahsis edilen kişidir. Kanunda açık hüküm bulunmadığına göre, uyuşmazlık halinde benzer müessese olan intifa hakkı ile ilgili hükümlerden faydalanmak icap eder. M.K. nun 722. maddesi anlaşmazlığın çözümüne ışık tutacak niteliktedir. Bu madde ile kanun koyucu, intifa hakkı sahibini istifade imkanının genişletmek amacını gütmekte, hatta muntafi olan hakkını dahi avdetini mümkün kılmakta olup, bu koruyucu hükmün irat alacaklısı hakkında da uygulanması gerekmektedir. Zaten 7/2/1968 günlü 18/2 sayılı içtihadı birleştirme kararının takip ettiği gaye de bu istakemettedir. Onun için

Bankanın sermaye arttırımı suretiyle çıkardığı bedava hisse senedinin kurum mülkiyetine mansup mirasçıya, bu senetler ister bankanın eski hisse sahiplerine bir at'feti istese dağıtılmayan karın bir karşılığı olarak verilmiş olsun,her halde neması da irat vasiyetlisine ait olacaktır. Hakimin ilmi ve kazai içtihadlarından istifade etmesi M.K.nun 1. maddesi icabıdır. Bedava hisse senetlerinin nemasını irat tahsis edilen kişiye ait oluduğu yolundaki ilmi görüşler de davacının iddiasına uygun düşmektedir. Bu itibarla mahkememinin vardığı sonuç isabetlidir.

3 - C.H.P. mansup mirasçı olarak kanunen terekeye hukuken vazilyet olmakla karı vasiyetname uyarınca lehdare ödemekle mükeleftir. Alacak muacceldir. Parti ödemekte temerrut göstermiştir. Bankanın tevdi mahalli tayinini istemiş olmasıda onu mütemerrit durumdan kurtaramaz. Faiz temerrut karşılığı maktu bir tazminat olup, kanuni ceza şartıdır. Onun için alacaklının zararı olmasa dahi faiz talep edebilir. ancak faizi aşan zarar meydana gelirse bu takdirde Borçlar K.nun 105. maddesi gereğince alacaklı zararının ispatla yükümlüdür. olayda munzam zarar istemediğine, sırf faiz talep edildiğine göre, davacı geç ödemeden dolayı zararı olduğunu ispata mecbur değildir. o halde mümeyyizin bu yöne ilişen itirazı da yerinde değildir.

4 - Kurum irat vasiyetlisidir. Taraflar da bu hususta mutabıktır. Makemece vasiyetin intifa vasiyeti olarak kabulü yanlış ise de, bu yanlışığın düzeltilmesi yeniden duruşmayı gerektirmeyeceği gibi, hüküm sonucunu da değiştirmez.

Bu bakımdan bu hataya işaret edilmekle iktifa edilmiş durum ayrıca bozma sebebi sayılmamıştır.

5 - Yapılan soruşturmaya, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle yukarıda yazılı gerekçelere göre, tarafların temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz edilen kararın yukarıda belirtilen gerekçelerle ONANMASINA İ. Bankası yararına 850 lira vekalet ücreti takdirine 15/12/1970 tarihinde hükmün esasının ONANMASINDA oybirliği, faiz vesair yönlerden oyçokluğuyla karar verildi.

Öne Çıkanlar