Yargıtay 9. H.D. 2021/6023 E. 2021/10192 K.

18-11-2021

Özeti: Davacı işçi kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatilive yıllık ücretli izin alacaklarını talep ve dava etmiştir. Davanın kabulüne ilişkin hükme yönelik olarak davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulduğu ve davalının temyiz sebeplerine hasren yapılan incelemede Yargıtay tarafından hükmün davalı lehine bozulduğu ve mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece bozmaya uyulup, yeniden aldırılan bilirkişi raporu sonrasında fazla mesai alacağı bu defa daha fazla hesaplanmış ancak ıslah miktarı hüküm altına alınmıştır. Bozma ilamına uyulmakla, davalı lehine miktar bakımından oluşan usuli kazanılmış hak ihlal edilerek, yazılı şekilde fazla mesai alacağına hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup hatalıdır. Mahkemece yapılacak iş, fazla mesai hesaplamasının 0,5 katsayısı üzerinden hesaplanarak alınan primlerin tenzil edilmesi ile denetime elverişli net tespitler içeren yeni bir bilirkişi raporu aldırılıp, davacı işçinin fazla mesai alacağını doğru olarak belirlenmesi ve usuli kazanılmış haklar da gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesidir. Garanti ücret ve pirim usulü yapılan çalışmalarda fazla mesai hesaplaması temel ücretin, garanti ücret kısmı ile prim kısmı birbirinden ayrılarak, prim üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücretinde sadece zam nispeti üzerinden 0,5 çarpanıyla garanti ücret üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücreti kısmında ise 1,5 çarpanıyla hesaplama yapılarak sonuca gidilmesi yönünde olsa da davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak gereği bozma öncesi verilen karardan daha fazlası davalı aleyhine hükmedilemez. Bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek hatalı hukuki değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili; davacının, davalı işyerinde 14.05.2004-09.09.2014 tarihleri arasında asgari ücret ve prim usulü çalıştığını, iş akdinin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ve yıllık ücretli izin alacaklarını talep ve dava etmiştir.

Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:

Davalı vekili; davacı ile aralarında ikale sözleşmesi yapıldığını, bunun bir fesih olmadığını, davacının alacağı olmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, bakiye kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, genel tatil ücreti, hafta tatili ve yıllık izin ücreti alacaklarına karar verilmiştir.

Dairemize ait 2016/12911 Esas 2020/1768 Karar sayılı kararı ile; davacının asgari ücret ve prim usulü çalıştığı, bu nedenle fazla mesai ücretinin 0,5 katsayısı üzerinden hesaplanması gerektiği, yıllık izin alacağının reddi ile hüküm fıkrasında faiz başlangıç tarihlerinin açıkça gösterilmesi gerektiği hususlarında bozma kararı verilmiştir.

Bozma sonrası hükme esas alınan bilirkişi raporu ile fazla mesai ücreti 0,5 katsayısı üzerinden hesaplanmışsa da mahkemece bozmadan önceki miktardan daha yüksek fazla mesai alacağının hesaplanması neticesinde davacının ıslah ettiği miktar üzerinden fazla mesai alacağına , bakiye kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının kabulüne, yıllık izin alacağının reddine karar verilmiştir.

Temyiz:

Karar süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Gerekçe:

1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2- -Davacının hak ettiği fazla mesai alacağı miktarı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.

Bozma kararına uymuş olan Mahkemenin bozma gereklerini yerine getirmesi usuli bir zorunluluktur. Bu müesseseye "usuli müktesep hak" veya "usule ilişkin kazanılmış hak" denir. Bir başka ifadeyle, mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyulmasıyla, bozma doğrultusunda taraflar yararına usuli kazanılmış hak doğar. Mahkeme, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında yeni bir hüküm kuramaz. "Usuli Müktesep Hak", davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay İçtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir.

Somut uyuşmazlıkta; davanın kabulüne ilişkin 23.02.2016 tarihli hükme yönelik olarak davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulduğu ve davalının temyiz sebeplerine hasren yapılan incelemede Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2016/12911 esas 2020/1768 karar sayılı ilamı ile hükmün davalı lehine bozulduğu ve mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemenin bozma öncesi verilen ilk kararında davacının 1.641,96 TL fazla mesai alacağı olduğu kabul edilerek bu miktar üzerinden yapılan takdiri indirim ile 1.149,37 TL fazla mesai alacağı hüküm altına alınmış olup, davalı temyiz başvurusu üzerine hüküm yazılı gerekçelerle davalı lehine bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulup, yeniden aldırılan bilirkişi raporu sonrasında fazla mesai alacağı bu defa 4.401,62 TL olarak hesaplanmış ancak ıslah miktarı olan 1.641,96 TL miktar hüküm altına alınmıştır. Az yukarıda anlatılan ilkeler gereğince bozma ilamına uyulmakla, davalı lehine miktar bakımından oluşan usuli kazanılmış hak ihlal edilerek, yazılı şekilde fazla mesai alacağına hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup hatalıdır.

Diğer taraftan, bozma ilamı davalılar lehine olduğu halde, bozma sonrası yapılan yargılamada hesaplanan fazla mesai alacağının önceki kararla hüküm altına alınan miktardan daha fazla çıkması, bilirkişi tarafından yapılan yeni hesaplamada, her ne kadar bozma ilamına uyularak fazla mesai alacağı 0,5 katsayısı ile hesaplanmışsa da bozma öncesi alınan raporda primlerin tenzil edildiği bozma sonrası ise tenzilat yapılmaması nedenine dayalı olduğu anlaşılmaktadır.

Dairemizce garanti ücret ve pirim usulü yapılan çalışmalarda fazla mesai hesaplaması temel ücretin, garanti ücret kısmı ile prim kısmı birbirinden ayrılarak; prim üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücretinde sadece zam nispeti üzerinden (0,5 çarpanıyla); garanti ücret üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücreti kısmında ise (1,5 çarpanıyla) hesaplama yapılarak sonuca gidilmesi yönünde olsa da yukarıda izah edildiği üzere davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak gereği bozma öncesi verilen karardan daha fazlası davalı aleyhine hükmedilemez.

Bozma öncesi davacının aldığı primlerin tenzili ile yapılan hesaplama hatalı olsa da bu hususta bozma sebebi bulunmadığından karar bu yönü ile kesinleşmiştir.

Mahkemece yapılacak iş, fazla mesai hesaplamasının 0,5 katsayısı üzerinden hesaplanarak alınan primlerin tenzil edilmesi ile denetime elverişli net tespitler içeren yeni bir bilirkişi raporu aldırılıp, davacı işçinin fazla mesai alacağını doğru olarak belirlenmesi ve usuli kazanılmış haklar da gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesidir

Bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek hatalı hukuki değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi bozmayı gerektirmiştir

SONUÇ:

Temyiz olunan kararın açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Öne Çıkanlar