Yargıtay 9. H.D. 2021/77 E. 2021/7348 K.

21-11-2021

Özeti: İşçinin işveren şirkette pilot olarak çalışmaya başladığı, iş sözleşmesinin hiçbir haklı veya geçerli sebep olmaksızın işverence feshedildiği, açılan işe iade davası neticesinde feshin geçersizliğine ve işçinin işe iadesine, dört aylık boşta geçen süre ücreti ile işe başlatılmaması halinde dört aylık işe başlatmama tazminatının ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verildiği açıktır. Kararın Yargıtay denetiminden geçerek onandığı, kararın kesinleşmesinden itibaren kanuni süre içinde davacının işe başlatılması, aksi halde belirlenen yasal tazminatların ödenmesi hususunda işverene başvuruda bulundukları, ancak işveren tarafından bugüne kadar herhangi bir cevap verilmediği gibi herhangi bir ödemede de bulunulmadığı ileri sürülerek kıdem ve ihbar tazminatları ile işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretinin işverenden tahsiline karar verilmesini istenmiştir. Somut uyuşmazlıkta işveren, işçi aleyhine icra takibi başlatmıştır. İcra takibine konu alacağın, Pilot Adayı Eğitim Sözleşmesi ile ek sözleşmeden kaynaklı pilotluk eğitimi masrafları ile bordroda tahakkuk ettirilen kesintiler olduğu anlaşılmaktadır. İşçi ise iş sözleşmesinin işverence bildirimli olarak feshedildiğini, bu nedenle aralarındaki eğitim sözleşmesi hükümleri uyarınca işverenin eğitim masrafı talep edemeyeceğini savunmuştur. Taraflar arasında imzalanan eğitim sözleşmesinin ilgili maddesinde pilot adayı olarak işe başlayan personelin göreceği tip eğitiminden sonra pilot olarak istihdam edileceği ve kendisine yapılan eğitime ilişkin her türlü giderin aylık ücretinden eşit miktarda olmak üzere kesilerek altmış aylık periyotta geri alınacağının; ek sözleşmede ise ilave eğitim giderinin sözleşmede belirlenen usul ve esaslara göre işçiden tahsil edileceğinin hükme bağlandığı tespit edilmiştir. Bu hükümler uyarınca tarafların birleşen dava konusu eğitim masraflarını iş sözleşmesinden bağımsız olarak düzenledikleri, işverence verilen eğitime dair masrafların, eğitim sözleşmesinde belirlenen on yıllık mecburi hizmet süresi tamamlandığı takdirde işçiden alınmayacağına ilişkin bir düzenlenme olmadığı gibi aksine eğitim sözleşmesinin ilgili maddesi uyarınca işçinin söz konusu eğitimin masraflarına ilişkin borcunu aylık taksitler halinde ödemeyi kabul ettiği ve borcu işverene altmış ayda ödeyeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. İcra takibi tarihi itibari ile işçinin eğitim masrafından doğan ve altmış aylık ödeme periyoduna göre vadesi gelen alacak hesaplanarak sonucuna göre birleşen dava hakkında bir karar verilmelidir. Takip talebine konu alacağa dair hesaplamada, eğitim giderinden işçiye ödenmesi gereken kıdem ve ihbar tazminatının mahsup edildiği de dikkate alınarak hem asıl dava hem de birleşen dava yönünden bu husus göz önünde bulundurulmalıdır. İşverence başlatılan icra takibinde işçinin son bordrosunda kesinti olarak yer alan bedelin de işçiden tahsili istenmiş ise de, söz konusu kesintiler işçiden talep edilemeyeceğinden bu miktar yönünden itirazın iptali talebinin reddine karar verilmesi gerekmektedir.

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı-birleşen dava davacısı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01/04/2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat ... ile karşı taraf adına vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı- birleşen dava davalısı vekili, davacı işçinin davalı şirkette 02.03.2011 tarihinde pilot olarak çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin hiçbir haklı veya geçerli sebep olmaksızın 09.02.2015 tarihinde işverence feshedildiğini, açılan işe iade davası neticesinde ... 26. İş Mahkemesi’nin 2015/147 esas ve 2015/215 karar sayılı kararı ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, dört aylık boşta geçen süre ücreti ile işe başlatılmaması halinde dört aylık işe başlatmama tazminatının ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verdiğini, kararın Yargıtay denetiminden geçerek onandığını, kararın kesinleşmesinden itibaren kanuni süre içinde davacının işe başlatılması, aksi halde belirlenen yasal tazminatların ödenmesi hususunda işverene başvuruda bulunduklarını, ancak davalı tarafından bugüne kadar herhangi bir cevap verilmediği gibi herhangi bir ödemede de bulunulmadığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı- birleşen dava davacısı vekili, davacı işçinin davalı ortaklıkta 02.03.2011 tarihinde çalışmaya başladığını, tüm masraflarının davalı ortaklıkça karşılanarak II. pilot olarak eğitildiğini ve 09.05.2015 tarihine kadar çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin 09.02.2015 tarihinde bildirimli olarak feshedildiğini, davacının ihbar ve kıdem tazminatı, yıllık izin parası, harcırah ve sair alacakları karşılığı toplamı 47.200,33 TL alacağının bulunduğunu, II. pilot eğitimi bakiye alacağının ise 74.905,93 USD olduğunu, 27.02.2015 tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası alış kuru karşılığının 74.905,93x2,5077 = 187.841,60 TL olduğunu, ayrıca davacı adına ödenen yasal prim, vergi, sendika aidatı ve özel sağlık sigortası prim ödemeleri toplamı 5.685,56 TL olup böylelikle şirketin her iki alacak toplamının 193.527,16 TL olduğunu, davacı işçinin alacağının mahsup edilmesi durumunda davalı ortaklığın alacağının 146.326,83 TL olduğunu ve bu sebeple davacıya herhangi bir ihbar ve kıdem tazminatı ödemesi yapılmadığını, davalı ortaklık tarafından 146.326,83 TL'nin tahsili amacıyla ... 17. İcra Müdürlüğünün 2015/14390 esas sayılı takip dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davacı işçinin takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davacı ile düzenlenen II. Pilot Eğitim Sözleşmesi’nin 9. maddesine göre davacının söz konusu giderleri ödeme yükümlülüğü bulunduğunu, davacıya verilen ilk eğitimin bedelinin 2013 Temmuz dönemi itibariyle 79.851,00 USD olduğunu, 2014 Ocak ayına kadar davacı işçinin aylık ücretinden 1.330,85 USD kesilerek toplam 7.985,10 USD tahsil edildiğini, davacının 2014 Ocak döneminde 26.790,64 USD tutarındaki ek eğitim borcunun da tahakkuk ettiğini, önceden kalan eğitim borcu ile birlikte toplam 98.656,54 USD tutarındaki borcun 54 aylık takside bölünerek 2015 Ocak ayına kadar 1.826,97 USD kesilmek suretiyle toplamda 23.750,61 USD miktarında tahsil edildiğini, davacının eğitim giderlerini tam olarak ödemeden iş sözleşmesinin sona erdirilmesi nedeniyle müvekkiline 74.905,93 USD borcu kaldığını, davacının davalı ortaklığa borcunun bulunması nedeniyle herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacının alacaklarını borcundan takas/mahsup ettiklerini ve davalı ortaklığın davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunarak asıl davanın reddini; birleşen davada ise davacı- birleşen dava davalısının takibe yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, ayrıca davacının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporu raporuna dayanılarak, davacı işçinin işe iade kararından sonra süresinde işverene başvurduğu ancak işe başlatılmadığı, bu sebeple kıdem ve ihbar tazminatları ile işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti alacaklısı olduğu; birleşen dava yönünden ise taraflar arasında düzenlenen sözleşmede, pilotun aldığı eğitim karşılığında on yıllık mecburi hizmete tabi olacağı ve eğitim giderlerinin de beş yıllık sürede aylık ücretlerinden eşit miktarlarda kesinti yapılarak ödeneceğinin belirlendiği, bununla birlikte söz konusu mecburi hizmet yılı ya da eğitim giderlerinin ödenmesi için öngörülen beş yıllık süre dolmadan iş sözleşmesinin haklı bir neden olmaksızın işveren tarafından sona erdirildiği, davalı pilotun açtığı işe iade davasında feshin geçersizliğine karar veren yargı kararından sonra da tekrar çalışmak için işe başlatılma talebinde bulunmasına rağmen işverence işe alınmadığı, sonuç olarak eğitimden sonra daimi pilotun iş sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar davacı işverenlik nezdinde çalıştığı ve bu dönemde ücretlerinden davalı tarafın da kabulünde olduğu eğitim giderlerine karşılık kesinti yapıldığı ve iş sözleşmesinin haklı bir sebep de olmaksızın davacı işverenlikçe sona erdirilmesi nedeniyle bakiye kalan eğitim giderlerinin talep edilebilme imkanı bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.

İstinaf Başvurusu :

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı- birleşen dava davacısı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Temyiz Başvurusu :

Kararı, davalı- birleşen dava davacısı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

1-Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, davalı- karşı davacı temyizi ile incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan yönleri usul ve kanuna uygun görülmüştür

2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, eğitim masrafları noktasında toplanmaktadır.

İşçiye işverence verilen eğitim, işçinin işyerinde mal ve hizmet üretimine katkı sağlanması sebebiyle işveren yararına olmakla birlikte, verilen eğitim sayesinde işçi daha nitelikli hale gelmekte ve ileride daha kolay iş bulabilmektedir. Bu nedenle işçiye masrafları işverence karşılanmak üzere verilen eğitim karşılığında, işçinin belli bir süre çalışmasının kararlaştırılması mümkündür. İşçinin de verilen eğitim karşılığında işverene belli bir süre iş görmesi işverene olan sadakat borcu kapsamında değerlendirilmelidir. Bununla birlikte verilen eğitimin karşılığında yükümlenilen çalışma süresinin de eğitimin türü ve masrafları ile uyumlu olması gerekir. Buna karşın, işçiye 4857 sayılı İş Kanunun 78 ve devamı maddeleri hükümlerine göre iş sağlığı ve güvenliği önlemleri kapsamında verilmesi gereken eğitimlere ait giderlerin işçiden talebi mümkün görülmemelidir.

Somut uyuşmazlıkta, davalı- birleşen dava davacısı işveren, 05.10.2015 tarihinde davacı- birleşen dava davalısı işçi aleyhine ... 17. İcra Müdürlüğünün 2015/14390 esas sayılı takip dosyası üzerinden icra takibi başlatmıştır. İcra takibine konu alacağın, 02.03.2011 tarihli II. Pilot Adayı Eğitim Sözleşmesi ile 14.01.2014 tarihi ek sözleşmeden kaynaklı pilotluk eğitimi masrafları ile bordroda tahakkuk ettirilen kesintiler olduğu anlaşılmaktadır. Davacı- birleşen dava davalısı işçi ise iş sözleşmesinin işverence bildirimli olarak feshedildiğini, bu nedenle aralarındaki eğitim sözleşmesi hükümleri uyarınca işverenin eğitim masrafı talep edemeyeceğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince; taraflar arasında düzenlenen sözleşmede, pilotun aldığı eğitim karşılığında on yıllık mecburi hizmete tabi olacağı ve eğitim giderlerinin de beş yıllık sürede aylık ücretlerinden eşit miktarlarda kesinti yapılarak ödeneceğinin belirlendiği, bununla birlikte söz konusu mecburi hizmet yılı ya da eğitim giderlerinin ödenmesi için öngörülen beş yıllık süre dolmadan iş sözleşmesinin haklı bir neden olmaksızın işveren tarafından sona erdirildiği, davalı pilotun açtığı işe iade davasında feshin geçersizliğine karar veren yargı kararından sonra da tekrar çalışmak için işe başlatılma talebinde bulunmasına rağmen işverence işe alınmadığı, sonuç olarak eğitimden sonra daimi pilotun iş sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar davacı işverenlik nezdinde çalıştığı ve bu dönemde ücretlerinden davalı tarafın da kabulünde olduğu eğitim giderlerine karşılık kesinti yapıldığı ve iş sözleşmesinin haklı bir sebep de olmaksızın davacı işverenlikçe sona erdirilmesi nedeniyle bakiye kalan eğitim giderlerinin talep edilebilme imkanı bulunmadığı gerekçesi ile birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Davacı işverenin istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yapılan incelemede; İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek işveren vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Ne var ki taraflar arasında imzalanan 02.03.2011 tarihli eğitim sözleşmesinin 9. maddesinde; II.pilot adayı olarak işe başlayan personelin göreceği tip eğitiminden sonra II. pilot olarak istihdam edileceği ve kendisine yapılan eğitime ilişkin her türlü giderin aylık ücretinden eşit miktarda olmak üzere kesilerek 5 yıl (60 ay)'lık periyotta geri alınacağının; 14.01.2014 tarihli ek sözleşmede ise ilave eğitim giderinin 02.03.2011 tarihli sözleşmede belirlenen usul ve esaslara göre işçiden tahsil edileceğinin hükme bağlandığı, bu hükümler uyarınca tarafların birleşen dava konusu eğitim masraflarını iş sözleşmesinden bağımsız olarak düzenledikleri, işverence verilen eğitime dair masrafların, eğitim sözleşmesinde belirlenen 10 yıllık mecburi hizmet süresi tamamlandığı takdirde işçiden alınmayacağına ilişkin bir düzenlenme olmadığı gibi aksine eğitim sözleşmesinin 9. maddesi uyarınca işçinin söz konusu eğitimin masraflarına ilişkin borcunu aylık taksitler halinde ödemeyi kabul ettiği ve borcu işverene 60 ayda ödeyeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, icra takibi tarihi itibari ile işçinin eğitim masrafından doğan ve 60 aylık ödeme periyoduna göre vadesi gelen alacak hesaplanarak sonucuna göre birleşen dava hakkında bir karar verilmelidir. Ayrıca, takip talebine konu alacağa dair hesaplamada, eğitim giderinden işçiye ödenmesi gereken kıdem ve ihbar tazminatının mahsup edildiği de dikkate alınarak hem asıl dava hem de birleşen dava yönünden bu husus göz önünde bulundurulmalıdır. Her ne kadar işverence başlatılan icra takibinde işçinin son bordrosunda kesinti olarak yer alan 5.685,56 TL’nin de işçiden tahsili istenmiş ise de, söz konusu kesintiler işçiden talep edilemeyeceğinden bu miktar yönünden itirazın iptali talebinin reddine karar verilmelidir.

3- Kıdem tazminatı bakımından uygulanması gereken faiz ve faiz başlangıç tarihi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi halinde bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği 1475 sayılı Kanun’un 14/11. maddesinde öngörülmüştür. O halde faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır.

İşe iade davası sonrasında işçinin süresi içinde başvurusuna rağmen işverence işe başlatılmadığı tarih fesih tarihi olmakla, kıdem tazminatı bakımından faiz başlangıcı da, işçinin işe alınmayacağının açıklandığı tarih ya da bir aylık işe başlatma süresinin sonudur.

Somut uyuşmazlıkta, davacının iş sözleşmesi 09.02.2015 tarihinde feshedilmiş, davacı işçi tarafından açılan işe iade davası sonucunda feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiş ve davacı tarafça işe başlatılma talebine dair ihtar davalı tarafa 18.03.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı işçi, davalı tarafça işe başlatılmadığına göre feshin kesinleştiği tarih, bir aylık işe başlatma süresinin sona erdiği 18.04.2016 tarihidir. Bu durumda, asıl davada kıdem tazminatına 18.04.2016 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, geçersiz sayılan fesih tarihine dört aylık sürenin eklenmesi ile 09.06.2015 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç :

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalı yararına takdir edilen 3.050,00 TL. duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Öne Çıkanlar